İnsanoğlunun yeryüzündeki en büyük sınavlarından birisi kanaatime göre öteki gördüğüne bakışı olsa gerek...
Kendini vazgeçilmez, üstün, "en" gören "ben"; ötekini sömürme, ezme, işine yaradığı ve çıkarı olduğu sürece kullanma, işine yaramayacağını düşündüğü/gördüğü zaman dürüp çöpe atma gibi primitif davranışlarından vazgeçemiyor...
Hele bir de kendini güç merkezi görüyorsa, etrafında çıkar beklentisinde olan sürüye de sahip olmak için geçmiş zaman içinde yollarına taş döşeyip köşebaşını tutmuşsa, vay mazlumun haline...
"Aman efendim, asrımız insanlığında köle-efendi münasebeti mi kaldı"
"İnsan hakları, kişilik hakları, özgürlükler açısından insanoğlu pozitif yönde zirve döneminde"....diyenleri duyar gibiyim !
İnsana "insan" gözüyle değil, "şey","meta","eşya" gözüyle bakıldığı, muamelesi yapıldığı, çıkar oltası ile avlandığı bir çağda değil miyiz ?
Yoksa sadece ben mi bu devirde yaşıyorum...!
Sinek kovucu kullanır gibi köleleşmeyi kabul buyurmayanları ortam dışına atma vasıtalarını kullananlara "mobbing" kurulları ne yapabiliyor... ya da kuruluş gayesi güzel olan bu kurulların, yakındaki çeşmeden su içmek isteyene, çeşme başını tutarak, fizan çöllerinde su aratma gibi "iyi niyetli yaklaşım"(!)larına bir yaptırım gücü oluyor mu bilemem !
Böyle bir yardımseverlik mobbing kapsamına giriyor mu acaba, bilenlere sormalı !
Kölelik müesses nizâm hâlinde ise, buyurma makamındakiler maiyetlerini köleleştirme ameliyesini her fırsatta işletiyorlarsa, bürokrasiden iş dünyasına, oradan akademyaya kadar ismi konulmamış olsa da fiiliyatta mevcut "efendiler ve köleleri" var ise, hangi adaletten bahsedebilirsiniz ?
Dama çıkınca merdiveni yukarı çeken, gücü elde tuttuğu için yukarıya çıkmayı hakettiği halde aşağıdakileri aşağıda kalmaya mecbur kılan bir nizâm insanca olabilir mi ?
Ehliyeti ve liyakatı bir kenara bırakıp, hem kendisi ve hem de yakınlarına güzergâh döşeyip, ötekileri zora koşmak zulüm değilse nedir ?
Ey efendiler !
"Mazlumun âhı aheste çıkar" denildiğini duyduysanız âh almayacaksınız...
İnsan olarak yaratılan insanca muameleye lâyıktır...
Ehliyet ve liyakat yerine sadakâtin ve yalakalığın önemsendiği bir toplum iflah olur mu ?
Modern kölelik düzeninin efendileri günü gelince Allah'a hesap vereceklerini unutuyorlarsa, Kızıldeniz'de boğulan Firavun hikâyesini hatırlamalılar...
Firavun da insanları köleleştirmiş, efendilik taslamıştı da efendiliği Kızıldeniz'in dibinde son bulmuştu...
Hesap yapanlar Allah'ın da bir hesabı olduğunu nasıl da unutuyorlar !
Adalet ile ilgili bazı âyet ve hadisler:
"Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz" (Nahl sûresi, 90)
"Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, işitendir, görendir." (Nisa sûresi, 58)
"Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah´tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır". (Maide sûresi, 8)
"Rabbinin sözü, doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tastamamdır. O´nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir." (Enam sûresi, 115)
"...... Şüphesiz Allah, adil olanları sever." (Hucurât sûresi, 9)
Birkaç Hadis-i Şerif:
“Her hak sahibine hakkını ver.” (Buhari)
“(Herhangi bir konuda) hakemlik yaptığınız zaman adil olun.” (Taberani)
“Yönettikleri insanlara, ailelerine ve sorumlu oldukları kişilere karşı adaletli davrananlar, Allah katında, Rahman’ın yanında nurdan minberler üzerinde ağırlanacaklardır.” (Nesai)
“Verdiği hükümlerde, ailesinin ve halkın yönetiminde adaletli davranan yöneticiler, kıyamet gününde Allah Teâlâ’nın yanında nurdan yüksek koltuklar üzerinde otururlar.” (Müslim)