Yol kenarında bir kaç köpek birbirleri ile oynuyor, oynaşıyorlar...
Talebe;
-"Köpeklerin ne hoş dostluğu var, ne güzel yardımlaşıyorlar, ne güzel bir hoşgörü içindeler, ne güzel bir kardeşlik ! ” der.
Mevlânâ talebeye dönerek:
-“Aralarına bir kemik at da gör bakalım aralarındaki kardeşliklerini, hoşgörüyü, muhabbeti !”
...
Mevlânâ talebesinden, kasaptan bir kaç kemik alıp getirmesini ister.
...
Talebe kemikleri getirir, Mevlânâ;
-"Kemikleri köpeklere at'', der.
Kemikler; dostça oynaşan köpeklerin aralarına atılınca, köpekler hemen oynaşmayı bırakarak kemikleri kapma kavgasına tutuşurlar, bu yüzden birbirlerine diş geçirmeye başlarlar.
Mevlânâ talebelere;
-"Az önce aralarındaki muhabbet, hoşgörü, dostluk, köpek muhabbetiydi. Köpeklerin arasındaki muhabbet, aralarına bir kemik atılıncaya kadar sürer !"
☆☆☆
Çıkarın araya giremediği dostluk ve muhabbet gerçektir, değilse sahtedir.Hakk ve hukuka riâyet ile dünya ve dünyalığı hakça ve adilâne paylaşabilen, yekdiğerini özüne tercih edebilenlere selâm olsun.