Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

4 Aralık 2018 Salı

Kasım: Altın sarısı onca yaprak...

Kasım… 
Hasta yatağı toprak 
İşte yatıyor binlerle 
altın sarısı yaprak 
Sonbahâr mı ? yaşlılar yurdu… 

Bir vedâ şarkısı tutturmuş rüzgâr 
Ve…hazin ve hicran dolu hışırtılar. 
Elem mevsimini yaşayan toprağa 
sararmış benizli yaprağa 
Çökmüş hüzün… 

Sanki hepsi ölüm yatağında 
va’de tamamlanacak da, 
soluk benizlilere 
okunacak minareden hışırtılı bir selâ… 

Hiç yakıştırılır mıydı yeşil yaprağa, 
Dönmek…geldiği kara toprağa ! 

Esen rüzgârlara kapılmayı, 
dans ederek yerlerde savrulmayı 
dalından takatsiz kalıp kopmayı 
sürüm sürüm sürünmeyi 
hak edecek ne vardı ? 

Gelinlik giymiş gençliği, 
değiştirdiği beyaz çiçekli giysiyi, 
yeşil yapraklarla arz-ı endam etmeyi; 
geçmiş zamanlara terketmeyi 
Hiç mi hiç istememişti ! 

İşte bu gün dalları çırıl çıplak, 
Çalı çırpı ve odunlara dönmüş, 
O selvi boylu ağaca dön bir bak. 

Bir aralık, 
Beyaz örtü altına terk olunacak 
Altın sarısı onca yaprak.