Hani bağımlılıklar, teslimiyetler, sineye çekmeler, boyun bükmeler babından da olsa...
Bütün insanlar hür doğarlar denir de, insanoğlu büyüdükçe boyun, el ya da ayaklara bağlı prangalara yeni zincir halkaları ekleyerek kendini çeşit çeşit köleliğe mahkûm eder çoğu kez...
Ve bu durumda hürriyetini askıya alır, fikrini serd edemez, eğriye eğri, doğruya doğru diyemez, iradesini ipotek altına verir, vicdanını örtüler altında susturur böylesileri mes'elâ...
Niçin ?
Kolaycılık, çıkar hesapları, menfaatin aklını örtmesi, ince ince dünyalık hesap-kitap yapması, kısa yoldan yükselme hırsı, arzu ve heves kamçısının dayanılmaz etkisi ve saire...işte bunlar, köleliğin alt yapısını, zeminini oluşturan sebeplerden bir kaçı...
Kimi makam, kimi mal-mülk-eşya, kimi para-pul, kimi küçücük beklenti ve menfaat içün Yaratıcısının huzurunda boyun bükmediği kadar eğilip de bükülür efendisi huzurunda, bu çeşitlemelerin kulu kölesi olduğunu da söz, hâl ve davranışlarıyla izhar eder efendiye...
İnsanoğlunun bu zaaflarının farkında olan ve tahakküm etme imkân ve fırsatını kollayan ve, efendiliğe soyunma zemini arayanlar ise bu zemin hazır olunca ellerindeki güç ve yetkiyi köleliğe ve hizmetkârlığa dünden razı olan bu şahsiyyetler üzerinde bir kılıç gibi sallamaya başlarlar...tıpkı firavun gibi, nemrud gibi !
Menfaat yeminin ucunu göstermek ise, bu zayıf karakterli ve ruhlarına kölelik prangası vurmuş kişilerin, efendilerinin etrafında pervane olmalarına yeter de artar...
Köleliğe razı olmuş hizmetkârlar; aklını, iradesini, vicdanını efendisine ipotek etmiştir artık...
İşte bu sebeple dünya ve dünyalıklara, arzu ve heveslere dair hırs ve bağımlılıkları, modern çağ insanını esir etmiş ve köleleştirmiştir günümüzde...
Kimi zaman korku salarak, kimi zaman yemleyerek bu alış verişi devam ettirir durur efendiler.
Kölenin efendisini eleştirebilmesi ise ne mümkün !
İnsanoğlunun bu zaaflarının farkında olan ve tahakküm etme imkân ve fırsatını kollayan ve, efendiliğe soyunma zemini arayanlar ise bu zemin hazır olunca ellerindeki güç ve yetkiyi köleliğe ve hizmetkârlığa dünden razı olan bu şahsiyyetler üzerinde bir kılıç gibi sallamaya başlarlar...tıpkı firavun gibi, nemrud gibi !
Menfaat yeminin ucunu göstermek ise, bu zayıf karakterli ve ruhlarına kölelik prangası vurmuş kişilerin, efendilerinin etrafında pervane olmalarına yeter de artar...
Köleliğe razı olmuş hizmetkârlar; aklını, iradesini, vicdanını efendisine ipotek etmiştir artık...
İşte bu sebeple dünya ve dünyalıklara, arzu ve heveslere dair hırs ve bağımlılıkları, modern çağ insanını esir etmiş ve köleleştirmiştir günümüzde...
Kimi zaman korku salarak, kimi zaman yemleyerek bu alış verişi devam ettirir durur efendiler.
Kölenin efendisini eleştirebilmesi ise ne mümkün !
Dünün kölesi, tağut(*) hakikati inkâr ederdi, bugün onların yerini “tevil”ciler ve “sözü eğip bükenler” almış.
"Allah, rızık konusunda bazınızı bazınızdan üstün kıldı. Ama kendilerine daha fazla rızık verilenler, sahip oldukları rızıktan ellerinin altında bulunan köle ve hizmetçilere kendileriyle eşit seviyede olacakları ölçüde vermezler. Hal böyleyken, nasıl oluyor da üzerlerinde bulunan Allah’ın bunca nimetini ve hakkını bile bile inkâr ediyorlar?"(Nahl sûresi, 71)
Mankurtlaştırma içün eski teknikler çağdışı kalmıştır bugün...daha modern tekniklerle mankurtlaşmış köle devrini bugünkü toplumda gözlüyor, görüyoruz...Efendi de memnundur bu durumdan, kölede memnun...
★
Bakınız ey efendiliğe soyunmuş zevat, işte Rabbimizin buyruğu:"Allah, rızık konusunda bazınızı bazınızdan üstün kıldı. Ama kendilerine daha fazla rızık verilenler, sahip oldukları rızıktan ellerinin altında bulunan köle ve hizmetçilere kendileriyle eşit seviyede olacakları ölçüde vermezler. Hal böyleyken, nasıl oluyor da üzerlerinde bulunan Allah’ın bunca nimetini ve hakkını bile bile inkâr ediyorlar?"(Nahl sûresi, 71)
Ve ey efendiliğe soyunmuş olanlar, "layüsel"(**) olan ise, inancımıza göre sadece Allah’tır. Hiçbiriniz layüsel değilsiniz.
★
Ve ey bağımlılar, ey dünyalık prangasına, modaya, tüketiciliğe, mala, paraya, kolaycılığa, makam ve güç sevdasına, etikete, lükse mahkum ve köle olanlar, ey köleliğe razı olanlar, Allah'tan gayrısına kulluk etmeyiniz, rızkınızı, ihtiyaçlarınızı "O" veriyor, unutmayınız...efendi diye iradenizi, ruhunuzu ve vicdanınızı teslim ettikleriniz sadece birer vesiledirler o kadar !
Ey insanlar hür fikrinizi serd edin, eğriye eğri, doğruya doğru deyin, iradenizi ipotek ettirmeyin, vicdanınızın sesine kulak verin, dosdoğru olun !
Değilse dün kendini ilâh olarak gösteren tağut firavun veya nemrudun kölelerinden ne farkınız olur, ey çağdaş ve modern devrin(!) köleleri...
_________________
(*)Tâgut, hakkı tanımayıp azan ve sapan her kişiye ve her güce veya Allah'tan başka tanrı edinilen şeylere verilen addır. Azgın ve sapkın olması sebebiyle şeytana da tâgut denilmiştir.
(**)Layüsel, hesap sorulamaz varlık anlamına gelir. İslam inancına göre Allah sonsuz kudret sahibi olan tek varlıktır. Onun yarattığı her şeyde bir nizam ve hikmet vardır. İnsan ise Allah’ın sonsuz kudreti karşısında aciz bir kuldur.