Aç gözünün kilidini, seyret ! |
Evren denilen, zaman nehrine teslim olmuş ve üç boyutlu olarak algıladığın mekânda kimsin, kiminlesin, nerdesin ve neden buradasın ?
Var mısın, zan mısın ?
Doğan ve batan güne hükmün geçiyor mu ?
☆☆☆
İnsanlar bir an sonrasını bile bilemeden ha bire hareket halindeler, sürekli kafalarında bir şeyler var.
Peki ya sonra?
Yeni bir şeyler eskisinin yerine…
Devr-i daim halinde her şey.
Uç-uca eklenen anlar var ve aynılığını koruyan tek şey zaman.
Dakika, saat, gün, ay, mevsim, yıl, ömür ve ölüm...
Peki değişenler ?
Tabi ki var. Maddeden olan, yani atomik her şey,değişim hâlinde...
Zaman ise maddenin eskiticisi.
Zaman maddenin yaşlandırıcısı.
Değiştiren ama değişmeyendir zaman.
Değişmeden değiştirmek!
Etkileyen ama etkilenmeyen.
Bir an, zamanı "an" diliminde dondurdunuz mu hiç ?...fotoğraf karesindeki gibi.
Hareket yok, metebolik aktivite yok...algı yok devinim, değişim ve dönüşüm yok!
☆☆☆
Zaman; geri dönüşü olmayan, tek yönlü güzergâh.
Zaman, geçmişin gömüldüğü kabristan.
Zaman, tarih denilen geçmiş zaman hikâyelerinin rasathânesi.
Ve insan;
her bir insan, bütün evren ile şu "an"da kesişmiş olduğunu, rasat koltuğunda otururken idrak ediyor değil mi...?
☆☆☆
Rasathâneden zamana bakmak ister misin ?
Baktığın, bulunduğun yerden ve "an"dan evrendekilerin kimisi ile aynı andasın kimisi senden bir gün ötede, milyonlarca ışık yılı mesafede olan kimisiyle ise şu anda kesişensin ve gönderdiği ışık ile göz kırpıyor sana milyonlarca ışık yılı öteden.
Şu anda belki de gerçekte olmayanın, mesela yıldız mezarlığına- kara deliklere -gömülmüş yıldızların milyonlarca ışık yılı ötesinden sana gönderdiği ışığı/mesajı görüyorsun da ne anladın, ona bak.
Baktığın, bulunduğun yerden ve "an"dan evrendekilerin kimisi ile aynı andasın kimisi senden bir gün ötede, milyonlarca ışık yılı mesafede olan kimisiyle ise şu anda kesişensin ve gönderdiği ışık ile göz kırpıyor sana milyonlarca ışık yılı öteden.
Şu anda belki de gerçekte olmayanın, mesela yıldız mezarlığına- kara deliklere -gömülmüş yıldızların milyonlarca ışık yılı ötesinden sana gönderdiği ışığı/mesajı görüyorsun da ne anladın, ona bak.
Misal âleminde şu anda ya da geçmişte var olanlar ile, mevcûdat ile, anlık zaman diliminde kesişmektesin.
Belki de artık yok olanı sen hâlen var zannediyorsun !
☆☆☆
Dünkü zamanda varoluşuna bugün hatıra diyorsun, belki bir fotoğraf karesinde belkide bir video kayıtta ölüm(!)süzleştirdin, o kadar.
Ancak sen bugündesin, dün, sana artık hiç geri getiremeyeceğin yarın kadar uzakta kaldı.
Ve insan senenin her günü geçmişte bıraktığı yıllık devirin sonuncu gününü, yâ'ni 365inci gününü yaşamakta...eğer muhasebesini tutuyor ise...
Evren zamanda yürümeye devam edecek de, ya sen ?...her geçen dakikada sana tanınan süre biraz daha azalıyor !
☆☆☆
Yolculuğunu an diliminde her bir an için sabitle. Çünkü anın ötesi- berisi evren için olsa da senin için yok.
Çünkü sana bağışlanmış sayılı "an"ların ne zaman tükeneceğine dair bilgin yok..!
Hali hazırda iradene sunulmuş an var...
Buna göre sen sadece anda var ve dirisin.
Kayyûmiyetin ise el Kayyûm'un(*) elinde...
Zamanı anladığımızda hayata bakışımız da değişecek...
"Rabbi'me dönmeye, "O" na kavuşmaya biraz daha yaklaştım" sevinci ile sene-i devriyye gösterileri yapılıyordur belki, kim bilir !
______