Beynin iki lobu sağ ve sol...
Biri gönül iklimine; san'at, edebiyat, duygusal zekâ, ahlâk, erdem, inanç ve irfâna yönelik, tefekkür âlemine me'mur...
Diğeri akıl, mantık, ölçü-biçki-dikiş, hesap-kitap, kazanma ve kâr hırsı, dünyayı imâr, "ben"i inşâ, ötekine omuz silkme/burun kıvırmak, tartıp durmak...matematiksel zekâ ile muhkem...
☆☆☆
Kuş iki kanatlı, kanatları fonksiyonel ve gelişkin ise uçar bir yerden ötekine, beri yandan öte yana...tabi tavuk değil ise !
☆☆☆
Hikâye edilir ya; kuşlar yaratılmış ve bir tüneğe konmuşlar, kanatlarını açıp kapatarak kontrol ettikten sonra hava akımının üzerine yerleşerek bu organları ile havalanabileceklerine kanaat getirmişler ve aralarında, kanatları hakkında konuşmaya, fikir yürütmeye başlamışlar. Nihayetinde tavuk hariç diğerleri:
-Bunları çırparak havalanır ve inşâ'Allah uçarız demişler...(*)
Bu konuşmalara kulak misafiri olan tavuk kendi kendine; "işte kanatlarım var ya, tabiki uçarım ben de..." diye söylenmiş !
Kartal:
-Haydi üçe kadar sayacağım, hep beraber uçalım...1, 2, 3.
Tavuk da bu komutla birlikte kanatlarını açıp tünekten aşağıya kendini bırakmış bırakmasına da, diğer kuşlar havada uçabilmenin tadını çıkarırlarken, yere doğru hızla düşüşe geçmiş tavuğun, yere çakılırken kocaman gövdesinin çıkardığı "plofff" sesini duymuşlar...
Kartal doğana dönerek:
-Gördün mü bak ! güvendiği kanatları sonunu getirdi !
☆☆☆
Kanadı kırık kuş mu dediniz ? O uçanlara bakar durur, yana yakıla...
☆☆☆
Beyin loblarının bu farklı işlevselliği amir/memur, efendi/köle durumunu çağrıştırır gibi... !
Kim efendi, kim köle olmalı ?
Yahut, hangisi amir hangisi memur !
Bir arif zat derki;
"Gönül geminin makine dairesindeki makinist, akıl ise kaptan köşkünde olan ve seyr ü seferi yöneten kaptan ! İkisi danışıklı olur ve haberleşirlerse geminin rotadan çıkmaksızın gideceği limana varmasını sağlarlar, işte buna da akl-ı selim denir."
Makinist görevini yapmazsa gemi okyanusun açığında kalır, velevki kaptan işinin başında olsa da...
Kaptan görevini yapmazsa, denizi görmeksizin makine dairesinde çalışan makinist, ne zaman motor devrini artırması/azaltması gerektiğini nerden bilecek, ya okyanusta rast gele dolaşır bu gemi, yahut kayalıklara çarpar veya "kara"ya oturur...!
Arzu edileni akl-ı selim, kalb-i selim sahibi "insan" olmak ise, iki kanatlı olarak ..."vira bismillah" ve "inşâ'Allah" !
Tavuk benzeri tercih yapanlar da var tabi, aklı (sadece ve sadece dünyalığa gidik) ve gönlü (çıfıt çarşısından kalabalık) olan, asıl amacı dışında gemiyi okyanusta serserice kullanıp dolaşanlara eğer anlayış kıtlığı yoksa demeli:
"İllallah, illa Allah..."
---------'
(*) Hiçbir şey hakkında sakın: “Yarın şunu yapacağım” deme! (Bunun yerine:) “İnşâ'Allah (ancak Allah dilerse yapacağım de). Böyle (İnşâ'Allah) demeyi unuttuğunda ise Rabbini an ve: “Umarım ki, Rabbim beni şimdikinden daha doğru davranışa muvaffak kılar” de. (Kehf sûresi, 23-24)