Rahman ve Rahim olan Allah adı ile
Sayısız hamd ve minnet, bir avuç toprağa imân ışığı veren eşsiz Allah'a yaraşır.
Âdem (a.s.)'ın bedenindeki ruhu üfleyen, Nuh (a.s.)'ı tufandan kurtaran O'dur.
Ad kavminin cezasını vermek için kahrıyla fırtınaya emir veren O'dur.
Lütfunu gösterince, sevgilisine (İbrahim a.s.) ateşi gül bahçesi yaptı.
Seher vaktinde Lût kavminin altını üstüne çeviren yine O padişahtır.
O'nun tarafına bir düşman (Nemrud) ok atmış, fakat bu düşmanın işini bitirmeye bir sivrisinek kâfi gelmiştir.
Düşmanı Firavunu denizde boğan, mermer taşının içinden Salih peygamber için deve çıkartan O'dur.
O kudretli ve ebedi olan Allah, inayet verince Davud'un (a.s.) elindeki demir, mum gibi oldu.
Süleyman'a (a.s.), mülk ve sultanlık verdi, şeytan ve peri O'nun mührüne (fermanına) boyun eğdi.
Eyyûb'un (a.s.) teninden böceklere azık verdi.
Yunus'un (a.s.) bedenini bir balığa lokma yaptı.
Zekerriyâ'nın (a.s.) başına testere indirdi.
O, her ne dilerse onu yapar. Sultanlık O'na aittir, O'ndan hesap sormaya kimsenin gücü yetmez.
O, birine nimet ve hazine bağışlar, ötekine acı ve zahmet verir.
O, öyle bir Rab'dir ki; hava kuşlarına denizlerdeki balığı azık yapar.
Babasız çocuk İsa'yı (a.s.) doğurtan, beşikteki yavruyu konuşturan O'dur.
Yüz yıllık ölüyü (Üzeyir a.s.) diriltir.
Bunu Allahu Teâlâ'dan başka kim yapabilir?
O, öyle bir yaratıcıdır ki çamurdan sultanlar çıkarır, yıldızlarla şeytanları taşlar, kuru topraktan otlar bitirir ve "Gökleri" de O korur, göz açıp yumuncaya kadar cihânı birbirine çarpar da, burada söz söylemeye hiç kimse güç yetiremez.
Birine yüz kese altın ihsan eder, beriki ekmek hasretiyle can verir.
Biri sincap ve samur kürkler giyinir, öteki tandurda çıplak yatar.
Biri atlas ve seccadeler üzerinde oturur, beriki buz gibi düşkünlük toprağında yatar.
Bir tanesi bin naz ve izzetle taht üzerine kurulmuştur, öteki yoksulluktan ağzı açık bir halde.
O, öyle bir İlâh'dır ki hava kuşlarına balığı azık yapar, kullarına şahlık devleti verir.
Bunu O'ndan başka kim yapabilir ?
Mülkünde ortakçısı ve benzeri yoktur.
Sözlerinde es ve âhenk bulunmaz.
İki cihânın ulusu, peygamlerin sonuncusu olan Yüce Peygamber ötekilerden sonra geldi. Fakat önce gelenlerle iftihar örneği oldu.
O cihana gelince dokuz felek kendisine miraç, nebilerle veliler ona muhtaç oldu. Varlığı âlemlere rahmet getirdi. Bütün yeryüzü Ona mescid oldu...
Kaynak: Feridüddin Attar (K.S.), Cevahirname:Öğütler.