İnsanlar solunum esnasında, her nefeste akciğerlerine yarım litre hava alırlar. Normal şartlarda bir insan dakikada 15 kere nefes alıp verir. Her nefeste alınan yaklaşık 500 ml havanın 350 ml si kadarı hava alveollere dolar, alveoller yüzeyinden karşılıklı Oksijen molekülü kana geçer, kandaki CO 2' de alveollere geçerek nefes verilmesi yolu ile dışarı atılır.
Bir hesap ile; her nefeste 350 ml hava, dakikada 15 kez nefes alındığı kabulu ile, bir dakikada 350×15= 5250 ml havayı solumuş olur insan...dolayısı ile bir saatte 315 lt, bir günde ise ortalama 7500-8000 lt havayı kullanmaktadır insan...
Bir diğer deyiş ile; sağlıklı bir insan 1 saatte 900 nefes, 1 günde 21.600 nefes, yılda 7.889.400 nefes almaktadır. Yani yetişkin bir insan yılda yaklaşık 8 milyon nefes alıyor.
Ortalama ömrün 75 yıl olduğu varsayımı ile bir insan hayat boyunca yaklaşık 600.000.000 kez nefes alır ve yaklaşık 219.000.000 litre hava solur ki, bu da 219.000 metreküp hava demektir. Havanın deniz seviyesindeki ağırlığı 1.2 kg/m3 ise, bu hacimdeki havanın ağırlığı bu durumda 70 kilogramlık bu kişi yaşamı boyunca tam 262.800 kilogram yani 262,8 ton hava solumaktadır. Yani 70 kg ağırlığındaki bir insan hayatı boyunca kendi ağırlığının 3.754 katı kadar hava solumaktadır.
Dünyadaki insan nüfusu 8 milyar…bu insan nüfusunun hayatı boyunca soluduğu havayı varın siz hesaplayın !
★★★
Havadaki gazların molekül sayısına dair rakamlar şöyle:
Atmosferde bir litre havada tam 10 üssü 22 molekül var (1'in yanında 22 adet sıfır konmakla elde edilecek sayı, yani milyon kere milyon kere milyon kere on bin).
Atmosferde bir litre havada tam 10 üssü 22 molekül var (1'in yanında 22 adet sıfır konmakla elde edilecek sayı, yani milyon kere milyon kere milyon kere on bin).
Yapılan hesaplamalara göre dünya yüzeyi üzerinde de 10üsü44 molekül var (1'in yanında 44 sıfır). Bu sonuca göre, içimize çektiğimiz her litre havadaki molekül sayısı, dünya üzerindeki tüm hava molekülleri sayısının 10 üssü 22 de biridir. (1:10.000.000.000.000.000.000.000)
★★★
Saatte 5.000 defa kasılıp gevşeyerek kanı 100.000 km.lik damar ağına pompalayan, her dakika yaklaşık 5,5 litre, saatte 330 litre, günde 7.920 litre kanı vücutta döndüren, yılda 25 milyon, 70 yılda yaklaşık 2 milyar kez dur durak bilmeden atan kalbin pompalaması ile akciğerlerden alınan oksijen vücuda sunulmaktadır...Kan sıvısında oksijenin çok büyük bir miktarı alyuvarlarca taşınır. Vücutta bir dakikada 25 milyar defa trilyon adet oksijen molekülü taşıyan alyuvarların taşıdığı oksijen seviyesi vücûd tarafından anlık olarak ve sürekli ölçülmektedir.
Oksijeni doku sıvısına boşaltan alyuvar oradan boş ve yüksüz dönmez tabi...karbondioksiti yüklenerek döner. Karbondioksit alyuvardan ayrılıp akciğer boşluğuna gaz olarak geçer, nefes verme ile de dışarı atılır.
Vücûdumuzda dolaşan kanın 1 milimetreküpünde 5-6 milyon kırmızı küre/alyuvar (erythrocyt) hücresi var.
Alyuvarların içinde oksijen ve karbondioksitin taşınmasıyla görevli hemoglobin adı verilen, demir ihtiva eden protein molekülü var.
Bir alyuvarın içine sığdırılmış 250 milyon hemoglobin molekülünün her biri akciğerlerde 4 oksijen molekülü (yâ'ni toplamda bir milyar) bağlayarak hücreler arası sıvıya taşıyor, hücrelerin alıp kullanması için orada boşaltıyor ve yeniden akciğerlere dönüp yeniden yükleniyorlar.
Bu demektir ki; bir alyuvarda bulunan hemoglobinler bir milyar oksijen molekülünü yükleniyor ise...toplamda bir milimetreküp kanda ortalama 5 milyon, vücuttaki 5.25 litre kanda 25 trilyon alyuvar olduğu hesabıyla taşınan oksijen molekülü sayısı:
25.000.000.000.000 x 1.000.000.000=
25.000.000.000.000.000.000.000 molekül...
Yâ'ni her bir 5.25 litre kan vücûda bir devirde bu kadar oksijen molekülü taşıyor, istirahat etmekte olan insanda...ve bu 1 dakikada taşınan miktar...tabi ağır bedenî işler ve hareket sırasında bu miktar 4-5 katına çıkıyor ki; o durumda taşınan oksijen molekülü sayısını da 4-5 ile çarpmak lâzım.
Alyuvarlar 120 günlük ömürleri boyunca bunu dur-durak bilmeden, damarlar içinde tembellik etmeden (argo tabiri ile ütüzlenmeden) yapıyorlar.
İşin ilginci taşıdıkları oksijeni kendi solunum ihtiyaçları olduğu hâlde kullanmıyorlar, bu ihtiyaçlarını oksijensiz (anaerob solunum) yoluyla yâni organik maddelerde gömülü olan oksijeni açığa çıkararak (hazırı kullanmayıp âdeta ekmeklerini taştan çıkararak) temin ediyorlar, taşıdıkları oksijen miktarı düşmesin...
Bir diğer ilginç nokta üretilip kan sıvısına görev yapmak üzere gönderilen olgun alyuvarlar, hücre çekirdeklerini bu esnada kaybediyorlar, yerden kazanmak için...
★★★
Bu yazıda atmosfer, nefes ve buna dair rakamlarla hesaplamalar özetle bir şeyler anlatıyor da…
Birazcık tefekkür…