–Hayrola, ürkütülmüş bir kuş gibi çırpına çırpına niçin ve nereye kaçıyorsun? Arkanda kimse yok.
Hz. İsa o kadar hızlı koşuyordu ki, acelesinden adamın suâline cevap veremedi.
–Ey Rûhullah! Senin bu kaçışın benim için bir muammâ oldu! Kimden kaçıyorsun?
Hazret-i İsa;
–Ahmaktan kaçıyorum ahmaktan!.. Git bana mâni olma ki, kendimi kurtarayım!, diye karşılık verdi.
Adam;
–Sen nefesi ile körlerin ve sağırların şifâ bulduğu «Mesîh» değil misin?, diye ona mûcizelerini hatırlattı ve bu kaçışın hikmetini sordu.
Hz. İsa;
Bu sözleri duyan adamın hayreti daha da arttı ve merakla Hz. İsa’ya sordu:
–İsm-i Âzam bu kadar şeye tesir edip şifâ verdiği hâlde niçin ahmaklığa tesir edememiştir? Hâlbuki diğerleri de bir hastalıktır; onlara devâ olup da buna olamayışının sebeb-i hikmeti ne olabilir?
Hz. İsa:
–Ahmaklık, kahr-ı ilâhî olan bir hastalıktır. Diğerleri ise körlük gibi kahr-ı ilâhîye uğramayan ibtilâlardır. İbtilâ da bir hastalıktır; ancak sadece mübtelâsına acınır. Ahmaklığa gelince o da bir hastalıktır, lâkin ekseriyâ başkasını yaralar ve zarar verir.
"Biz cahil dediğimiz vakit, mutlaka mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğim ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okuma bilmeyenlerden de hakikati gören hakiki alimler çıkar."
Diplomalı ve eğitimli olup, dijital çağın sunduğu imkânlar (tv, internet, açık erişimli dijital kaynaklar, sosyal medya) ile ulaştıkları her bilgiyi doğru zanneden ve varsayan bu kesimler; okuduklarını irdelemedikleri ve bilgi kirliliğinin farkında olmadıkları gibi, kopyala-yapıştır yolu ile bu kirli bilginin yayılmasına da vesile oluyorlar.
Bu kesim hem bilgi kirliliğinden en çok etkilenenlerdir ve hem de ön yargıları sebebi ile hakikatte yanlış olanın mutlak doğruluğuna kanîdirler...
Öyleki; uzmanlık gerektiren hususlarda bile, bu modern cahiller çok rahat bir şekilde etkisi altında oldukları kirli bilgiyi savunabilmekte yorum yapmakta ve hatta konunun uzmanlarını eleştirmeye bile kalkmakta, uzmanlık gerektiren bilim alanlarının bir çoğu hakkında da (ileri/geri) konuşmaktan sarfı nazar etmemektedirler...
"....Hakkında bilgin olmayan şeyi benden isteme! Cahillerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum.”(Hûd, 46)
"Rahmân’ın kulları yeryüzünde tevazu ile yürür. Cahiller kendilerine sataştığı zaman: “Selam olsun size!” derler.(Furkân, 63)
"Boş/amaçsız/faydasız şeyi duyduklarında ondan yüz çevirir ve: “Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de size. Size selam olsun, biz cahillerden olmak istemiyoruz.” derler."(Kasas, 55)
"De ki: “Ey cahiller! Bana, Allah’tan başkasına ibadet etmemi mi emrediyorsunuz?”(Zümer, 64)
Dedi ki: “(Azabın ne zaman geleceğine dair) bilgi Allah’ın katındadır. Ben ise kendisiyle gönderildiğim (hakikatleri) size tebliğ ediyorum. Fakat ben, sizi cahillik eden bir toplum olarak görüyorum.” (Ahkâf, 23)
"Onlar ki cehalet ve körlük içinde, gafillerdir."(Zâriyat,11).