Baykuş seslinin; şeâmeti ne kötüdür.
★
Merkebin; hamâkati dillere pelesenk olmuştur..
★
Domuz tabiatlı pislik olarak sembolize edilir değil mi !
★
Öküzün; kalın kafalılık, kâbiliyetsizlik, görgüsüzlük ve beceriksizlikte üstüne var mı ?
★
Fare mi; çok hilekâr, bilgisizliğinin korkaklığına ilelebed mahkum !
★
Sivri sinek; havadaki toz gibi, mala mevkiye konup üşüşünce eline ne geçecek acaba...
★
Karınca gibi; akl-ı mead olmaklık ne hoş, ancak nimet ve rızkının peşinden durmak bilmeksizin koşar, bir gün sel gelir yuvasını su basar, biriktirdiklerinin hâli nice olur...
★
Ey akreb, garib gurebaya zulüm etmek, zehirleyip öldürmek, onların rızıklarını hilekârlıkla çalmak tabiatın ne kötü, ikiyüzlülerin sonunu görmedin mi ?
★
Yılan tabiatının gereği sinsice kötülük yapmak, mala düşkünlük, şehvete meyillilikten geri kalmaz; bal arısının da zehiri var, ama gerekmedikçe, nefsi müdafaa hariç kullanmaz, bal yapar durur !
★
Ceylan ki; dünya ahırında, dünyaya meyilli merkepler arasında olsa da, masumiyetin, nazikliğin ve hak terbiyesi almışlığın timsali...
★
Deve gibi güzel ahlaklı, sabırlı, olgun ve hakikate teslim olmak var ki o, temiz ruhun simgesi, salihlerin kisvesi...Mevlânâ Mesnevî’deki anlatımında derki; ruh, salih gibidir, ten de deveye benzer. (Hz. Salih ve devesi hikâyesi), ruh vuslattadır, ten ise ihtiyaç içindedir. Salih’in ruhu afetlerden kurtulmuştur. Yaralanan ise devedir.