Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

28 Ekim 2018 Pazar

Kalplerin gizlediklerini de, açığa çıkardıklarını da bilen var.../Nursultan Ahıskalı

İnsanlar yeri geldiği zaman dürüst olmak dosdoğru olmaktan dem vurur !

İnsan samimi olarak kendisine sormalı, gerçekten dürüst müyüm, "Elif" gibi dosdoğru muyum acaba ?

Elimizde tabiki bu soruya kalpten verilen evet/hayır cevabını ölçen bir ölçümetre de yok, istatistik de !

"Emrolunduğu gibi dosdoğru ol"(1) bir ilâhî hakikat ve bunun farîza olduğunu bilmek yetmiyor, uygulamak, yaşamak, ahlâk hâline getirmek gerekiyor…

İnsanların zaman içerisinde davranışlarındaki türlü hileleri, oyunları, tuzakları kurduğunu görmemek mümkün değil.
Bunlar bilerek yahut bilmeden sahneleniyor...ve tabi nefs tatmin ve/veya şeytan  memnun oluyor bu durumdan.

Kimin kuluyuz, asıl memnun etmemiz gereken kim diye hiç düşünmez mi insan.

Zannederki gizledim, kimse de anlamadı bu tutum ve davranışlarımı.

Hani bir çocuğun okula gitmek istemediğinde "karnım ağrıyor" numarası çekmesi gibi.
Annesi aslında biliyordur karnının ağrımadığını, ancak evlâdının yüzüne vurmuyordur.
Okula gitme saati geçince çocuğun karnının ağrısı da geçiyor, ta ki nefsi bir diğer vakitte, bir numara yap "okula gitme" diyene kadar…şeytana uyana kadar....

Çocuk bu, henüz akıl baliğ olmadığından hoş görülür...bir yandan da bunun yanlış olduğu hakkında eğitim verilir.

Bu tutum masumca gelebilir, hatta bir çokları gülüp geçebilir bile.
Ancak bu davranış ileri yaşlarda, akıl baliğ olduğu zamanda da devam ediyorsa vay onun haline.... şeytanın oyuncağı olmuş bir nefsi tatmin etmek ne mümkün...

İnsan kurduğu tuzağın kendine/başkasına zarar verdiğini düşünebilse;
Bismillahirrahmanirrahim "Kâle rabbi innî zalemtu nefsî fagfirlî fe gafera lehu, innehu huvel gafûrur rahîm(Kasas sûresi, 16. âyet).
"Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim (başıma iş açtım). Beni bağışla dedi, Allah da onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok esirgeyici olan ancak O'dur."

Belki insan bir an için kurduğu oyunla(tuzakla) durumu kurtardığını zannedebilir.

Türlü ali cengiz oyunları ile geçmez bu hayat ey insan... bir gün gelir bu plânların, kurduğun oyunların bozulur, oyun/eğlenceden ibaret dünya elinden kayıp gider ve ebedi hayat başlar.
Hiç bir oyunun seni kurtaramayacağı zaman gelince ne yapmayı düşünüyorsun ? (2-6)

Kim Allah'ın takdirinin önüne geçebilir ki oyunları ile, plânları ile, tuzakları ile!

De ki; "Alim olan, Müntekim olan, Gaffur olan, Rahman ve Rahîm olan, O şanı yüce olan Allah'a sığınırım tuzak kuranlardan. HASBUNALLAHU VE Nİ’MEL VEKİL (Allah ne güzel vekildir.)"(7-11)

Hiç kimse, koskoca fil gibi bir nefs tüm fenalıkları ile ortalıkta duruyorken, deve kuşu gibi kafasını kuma gömüpde, beni kimse de görmüyor, gizlendim/gizledim dememeli.

Bir ikindi gölgeliği kadar kısa olan bu dünya hayatında menfaat sağlayıp da rahat etmek için sergilenen bu çirkin davranışlar, acaba ahirette kişiye umduğu rahatlığı sağlayabilir mi ?

Hz.Peygamber buyuruyorlar: "Benimle dünyanın hali ancak bir ağacın gölgesinde bir müddet dinlenip de bırakıp giden bir yolcu gibidir".(12)

Alim olan yüce Allah görüyor ve biliyor, dilediği zaman faş ediyor.

Unutmamalı...
__________
(1)"Öyleyse emrolunduğun gibi doğru ol; seninle beraber tevbe edenler de (doğru olsunlar), aşırı gitmeyiniz! Zira O, yaptıklarınızı görmektedir."(Hud sûresi,112.âyet)

(2)"Acaba o bilmiyor mu ki, kabirlerde bulunanlar çıkarıldığı ve kalplerdeki ortaya konulduğu zaman, işte o gün onların Rabbi kendilerinin her hâlinden mutlaka haberdardır"(Âdiyât, 9-10-11.âyetler)

(3)"Onlar, Allah'ın kalplerindekini bildiği kimselerdir. Öyleyse onlara aldırma. Onlara öğüt ver ve onlara, kendileri hakkında etkili ve güzel söz söyle."(Nisâ, 63. âyet)

(4)"İyi bilin ki onlar, O'ndan gizlenmek için kalplerindeki düşmanlığı gizliyorlar. Yine iyi bilin ki, elbiselerine büründükleri zaman bile, Allah onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir."(Hûd sûresi, 5. âyet)

(5)"Şüphesiz senin Rabbin, onların kalplerinin gizlediği şeyleri de, açığa çıkardıklarını da mutlaka bilir."(Neml sûresi, 74. âyet)

(6)"Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir."(Mü'min sûresi, 19. âyet)

(7)"Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah'ındır. Vekil olarak Allah yeter." (Nisâ, 132. âyet)

(8)"Sabret! Senin sabrın ancak Allah'ın yardımı iledir. Onlardan yana üzülme. Tuzak kurmalarından dolayı da sıkıntıya düşme."(Nahl sûresi, 127. âyet)

(9)"Onlar bir tuzak kurdular. Farkında değillerken Allah da bir tuzak kurdu."(Neml sûresi, 50. âyet)

(10)"Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır."(Âl-i İmrân sûresi, 54. âyet)

(11) "O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."(Fetih sûresi, 4. âyet)

(12)(Müsned-i Ahmed, Tirmizi, İbn-i Mace'den, Hadis-i Şerif)