insanın, günahlarıdır..
Dünya, hem günah,
hem de sevap çarşısı değil mi ?
Bu çarşıda
ne arıyorsa
o tezgâhın önünde
pazarlıkta,
alışveriştedir, insan.
Her gün sabahtan akşama,
hangi tezgâha geldiğinin
ya da ma'bede gittiğinin
farkında olmalı değil mi ?
Zaten her kişi
kendi ma'buduna koşmuyor mu ?
AIlah'ın
kefil olduğu
rızkın peşinde koşarken,
bir sürü gereksiz hesaplar yaptığının farkında değil mi,
acep insan !
Ey insan; güven Allah'a
amma gönülden,
Allah Vekil, Kefil, Kâfi, Nâfi değil mi ?
Ma'budu Allah ise insanın,
"O" kâfi'dir.
Güzel bir niyet, ardından abdest..
sonra istiğfar.
Ve "esma"sına başvurup
gönülden istemek...
Haydi ey dertli, ey garip ve ey bî-çâre; gönlünü mâzi ve atî ile ilgili gereksiz yüklerden önce boşalt, sonra
iste isteyeceğini !
Biliyorsun ki "O"nun bir ismi de "Mücib", yâ'ni duaya icâbet edendir.
Aç gönlünü Allah'a...