Ey sâhib-i laklaka, bî-edeb demem, sana !
Viranesin, harabsın, bir kendine baksana !
Sütrenin arkasından cümleye çatmaktasın
O ne dedi, bu şunu, dedi-kodu yapmaktasın
Hem zifirsin hem zibil, bir heykelsin gühahtan
Acep sen kaç okkasın, tartsam tartıya çıksan
Mürekkeb yalamakla, insanlık öğrenilmez
Laklakiyyat ustası leylek'e, insan denmez
Sana ahlâk dersi lazım, ah bî-namus bî-edeb
Ahlâk felsefesi yapma, sen ey ehl-i şekaved
Adamcıksın sen, yalakanın önde gideni
Ne zaman göreceksin ? her an seni güdeni
Kervan yürür, sen habire köşelerde ürürsün
Git kasapları dolaş, belki kemik bulursun
Yaşama anlayışın, postunla dolaşmaksa
Haydi ! yürü ormana, cümle hayvan tükürsün
Hadsizsin hem, muzilin önde gideni hem de
Gayya çukuruymuşsun, alçaklık ne kelime
Havlamak mutlu etmez, yok ise safiyetin
Adın mürekkeb olsun hiç de “saf” değilmişsin
İlim medeniyet tarlası, irfan ise meyvası
Sen ise, mürekkeb yalamış köpeklerin kurrası
Meyvelerin yenmezmiş, piç(*)misin yoksa nesin ?
"Aşı"cı dallarına yarma aşı denesin !
İlmin yok cühelasın, kelâmın hep çalmaymış
Yaşın kemâl de olsa, senden adam çıkmazmış
Kabir toprağın hasretle cesedini bekliyor
Kurtlar böcekler acıkmış yollarını gözlüyor.
______
* Piç( ağaç sürgünü): Halk arasında ağacın dibinde kendiliğinden çıkan sürgüne denir, aşılanmadan büyüyüp meyve verenin meyvesi kekrektir yenilmez, bu yüzden aşı yapılır.