Cehl bir hastalıktır ki, kendine zulmün ta kendisidir.
Bildiğini zanneden bilmeze çok yazık !
Kibir cehaletin dışa vurumu, iddiacılık sözcüsü, münakaşa uğraşı, isyan ise kültürüdür.
Felsefe ilgisi ukalalığındandır cahilin, aklını sevdiğindendir.
Slogancılığı, bilginin derunu sandığı malumatfuruşluktan gelir...
Hakikati anlayacak ilim, edebi besleyen iman, akıl ve irfan yoksunudur, cahil...
Sebep perdesini seyrederek, çıkarım yapar aklınca, ardını ne görür, ne de bilir...
Kasas, 55. Ayet mealinde Rabbimiz buyuruyor: (Onlar, yani müminler) Boş sözü işittikleri vakit ondan yüz çevirirler ve, "Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz de size. Selâm olsun size (bizden size zarar gelmez). Biz cahilleri istemeyiz" derler.
Cahil malumat yoksunu/yoksulu değildir, akıl-iman-edep ve ilim yoksuludur.
Ne demiş ehl-i irfan; müddeîyi muhatap alma ki, o isyankârdır. Nanköre iyilik yapma ki, o küfrân-ı ni'mettir. Cahil ile oturup kalkan ilim erbabının ise irfanı nakıstır.
Fetih, 26. Ayet: "Hani inkâr edenler kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah ise, Peygamberine ve inananlara huzur ve güvenini indirmiş ve onların takva (Allah'a karşı gelmekten sakınma) sözünü tutmalarını sağlamıştı. Zaten onlar buna lâyık ve ehil idiler. Allah, her şeyi hakkıyla bilmektedir"
Kalplerine cahiliye taassubunu yerleştirmiş olanların inkârcı/nankör olduklarını ne güzel tarif ediyor bize Rabbimiz..inkâr, taassub ve cehalet..!
Furkân, 63. Ayet: "Rahmân'ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, "selâm!" der (geçer)ler"
Bilmediğini bilmeyene diyecek sözümüz yok !