Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

6 Kasım 2023 Pazartesi

Şükrân ile ihtiram etmeli...


zaman ezelden ebede
coşkun akan bir ırmak

evvela damla, 
sonra kaynak ve pınar, 
sonra da ırmak
belki de istikbâlde
bir nehir olacak
deryaya kavuşacak...

su gibi Azîz olmalı insan;
arı, duru ve berrak
eriştiği yerlere can bahşederek
can suyu vererek yollanmalı...
gülü dikeni ayırt etmeyerek
çağlayarak akmalı
tâ en aşağılara...
tıpkı;
kıvrım kıvrım yollarla
gâh durgun, gâh coşkun
pınarı deryaya taşıyan
ırmak yatağı gibi...

ve aziz insan
su gibi aziz insan
ne yazıkki gurbete düşmüş
bene bende olmuş insan...
bilmezki
aslında kendi
asli vatandan ırakta
şol gurbet elde
kısa ömürlü bir şehir...

hem
ne demiş Mevlânâ:
"Haydi ben bensiz geleyim,
sen sensiz gel"
evet
benliksiz senliksiz dalmalı o ırmağa...
kolay mı peki ?
zor dostum zor deme...
benden senden geçmek
bensiz olmak çok zor deme !

arada şöyle bir
nefeslenip
seyre dal âlemleri
suyun huşuunu, kuşların tesbihatını
toprağın tevazuunu, ağaçların kıyamını
gazellerin hayata vedaını
seyre dal...

önce beni, seni
sonra bizi duyumsa
isli odun ateşinde demlenmiş
bir yudum çay içerken...


ve ardından
hayatın sahibine 
güzellikleri bahşedene

ve 
renkleri gören gözü
nağmeleri işiten kulağı
tad alan duyuları
 ikrâm edene
şükrân ile
ihtiram et...

düşünsene;
renkler var göz yok
nağme var kulak yok !
âlemdeki her şeyi buna teşbih et...
ve sonra
üzüldüğün şeye bak !

Ne der Mesnevisindeki 
Irmak şiirinde Mevlânâ:
Bu ırmakta ne ölmek var bize, 
bu ırmakta ne gam var, 
ne keder var, ne dert. 
Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan, 
bu ırmak iyilikten, cömertlikten ibaret.

Durma, çabuk gel, gelmem deme. 
Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır.
 Senin şânına sadece gelmek yaraşır,
 dostum, senin şânına sadece gelmek yaraşır...

Vesselâm