"Bir akıl hastahanesinde hazırladığı programı tamamlayan bir TV programcısı, desteklerinden dolayı teşekkürlerini sunmak üzere başhekimin makamına gider. Biraz hoşbeşten sonra başhekime merakla sorar:
-“Bir hasta adayını hastahanenize yatırıp yatırmayacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?”
Başhekim bu konuda uyguladıkları yöntemi şöyle açıklar:
-“Hastayı banyo odasına götürüyoruz ve küveti su ile dolduruyoruz. Sonra da hastaya bir kova, bir tas ve bir de kahve fincanı verip küvetteki suyu boşaltmasını istiyoruz.“
Başhekim sözünü tamamlamadan hemen heyecanla atılmış TV programcısı:
-"Ama ne kadar da pratik bir yol bulmuşsunuz. Tabii kova dururken küveti tas veya kahve fincanı ile boşaltmaya kalkan adayı hemen hastahaneye yatırmaya karar veriyorsunuz!”
Arkasından da bilgiç bilgiç eklemiş esprisini:
-“Tabii, şayet küveti kahve fincanı ile boşaltmaya kalkarsa doğru zırdeliler koğuşuna yatırıyorsunuzdur!”
Başhekim:
-“Hayır, hayır”, diyerek sakin bir şekilde açıklamış uyguladıkları yöntemi:
-“Şayet suyu küvetin tıpasını çekip boşaltamıyorsa, kendisini hastahanemizde misafir ediyoruz!”
★
Not:"Fındık kadar aklıyla akıllılar sınıfına yazılanlara, dünyayı oynattığını/kandırdığını zanneden aklını ilâh edinip beğenmiş aptallara, ve daha ötesi hem onlara tabi olup üstelik alkışlayanlara şaşır(m)ıyorum" Suat Kıyak
★
"Delilik şüphesiz aptallıktan iyidir. Delilik var olmuş bir zekanın yok oluşudur; aptallık, var olmamış bir zekanın var olmamaya devam edişidir.Deliliğin hiç olmazsa mazisi şanlı. Aptallığın şerefli bir tarihi bile yok." Peyami Safa