Âlemlerin Rabbi, insanı hem cemali ile hem de celali ile terbiye edendir.
Hz. Muhammed (sav) Efendimiz “Beni rabbim terbiye etti” der...
"Sizi, bir imtihan olarak, şer ve hayırla deneyeceğiz. Hepiniz de nihayet bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya sûresi, 35)
Rabbimiz, hastalık, bela ve musibetler, korku. can ve malı noksanlaştırmak ile kulları doğru yola iletmek üzere denediğini buyurur:
“Biz mutlaka sizi biraz korku ile, biraz açlık ile, yahut mala, cana veya ürünlere gelecek noksanlıkla deneriz. Sen sabredenleri müjdele!” (Bakara sûresi, 155)
“Biz mutlaka sizi biraz korku ile, biraz açlık ile, yahut mala, cana veya ürünlere gelecek noksanlıkla deneriz. Sen sabredenleri müjdele!” (Bakara sûresi, 155)
Ruhi tekamül ise ancak ve ancak cemal yahut celal zuhuratları şeklindeki terbiye vasıtalarına muhtaçtır.
Celal tecellisi sıkıntılar sebebiyle O'na yöneltirken, cemal tecellisi ile de kula acziyeti idrak ettirilir ve dua kapılarına yönelmeyi sağlar.
Duaya yönelim rahmet kapısının tokmağına sarılmaktır.
“Dua edin, icabet edeyim” (Bakara sûresi, 186)
"Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız. Allah ise her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye hakkıyla lâyık olandır'(Fâtır sûresi, 15)
Kulluk muhtaçlıktır, Samed olan ise Rabbimizdir...Bu durumla ilgili olarak Hz. Musa (Kasas sûresi, 24)'nın duası şöyle: "Rabbim! Bana göndereceğin her hayra muhtacım".
Evet kulluk muhtaçlıktır, o halde kul acziyetinin farkındalığı içinde Allah’a muhtaç olduğunu ve her şeyin O’nun tasarrufunda olduğunu bilerek dua edince bu hali ile tevekkül, şükür ve sabır libasını giyinmiş olur, bu ise Rabbinin terbiyesine teslim olduğunu, O'ndan gelene razı olduğunu gösterir ki, işte bu kabulleniş ve hoşnutluk asıl kulluktur.
Bu itibarla dua hâli kendine özgü bir ahlâkın inşâsını sağlar. Dua ahlâkı ise teslimiyet ve razılığı gerektirir. Aksi ise şikâyet ve isyân ahlâkı olarak tecessüm eder...
Furkân sûresi 77.ayette Rabbimiz buyurur:
"(Ey Resûlüm!) De ki: “Eğer duânız olmasa, Rabbim size ne diye ehemmiyet versin?” (Ey müşrikler!) Fakat (siz Resûlümü) gerçekten yalanladınız; öyle ise (azab)ileride (üzerinize) şart olacaktır."
Dua kul olmanın ölçüsüdür, Rabbimiz nezdinde duamız kadar değerimiz, önemimiz var...!
★★★
Erzurumlu İbrahim Hakkı hz. demiş:Gelse celâlinden cefa,
Yahut cemâlinden vefa,
İkisi de cana sefa,
Nârın da hoş, nurun da hoş,
Kahrın da hoş, lütfun da hoş.
Eşrefoğlu Rumî der:
Ey lütfu hem kahrı güzel,
Senden hem ol hoş, hem bu hoş.
Ve Yunus Emre der:
Layık görür isen nârı,
Kahrın da hoş, lütfun da hoş.
★★★
Rabbimiz bizi cemali ile terbiye buyursun, celalinden cemaline, azabından affına, gazabından rızasına, O'ndan yine O'na sığınırız. O'nun şânı çok yücedir