Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

26 Ekim 2021 Salı

O tıpkı mâbede benzer...

Kalbe dokunan sözler vardır, nağmeler vardır, tutumlar vardır.

Kalp kalıptır, ruhi izdüşümdür
Kalb yâ'ni gönül, bir alemden ötekine, cismaniden ruhaniye bağlanan bir tünel, nûrlar âlemine açılan penceredir.

İlham ve vesvese, hannas ve vehim kalpde yer tutmaya çalışırlar.

Kalp bir tünel, bir geçit, bir şose ki, her türden hayalât, fikir, düşünce, duyumsama, iyi/kötü, orada sürekli geliş-gidiş hâlindedirler. Gelip gidenler arasından sinek de bal arısı da kendilerine uygun olanını tercih edecektir ! Malum bal arısının gübreyle işi olmaz...

Kalp bir mâbed gibidir, tapınılacak olanı ise orda yer tutan ne ise o.

Kalbe dokunan hâller vardır, kimi kalbi sürûr ile doldurur, kimi ye'is anaforunda dibe vurdurur.

Kalbi acıtan şeyler vardır, kıymet
bilmezlik, dudak bükmek, omuz silkmek...

Aklı havalarda kalbi zindanlarda insanlar var. Gözü yükseklerde, fikri çukurlarda olanlar var. 

Kömür karası vicdanını ipek libas içinde gizleyenler var.

Zehir iğnesini altın yaldızlı kılıf içinde gezdiren var, başa çıkamayacağı yükün altında ezilip etrafı canından bezdiren var.

Kalbinin gaflet hicablarını aralayarak huzura gark olanın huzûrundan  hoşlanan var, hoşlaşmayan var.

Huzûrda olan gönlün kıymetini bilmeyip masivâ ile bulaşarak, huzûrun verdiği rahatı kaçıranlar var.

Huzûr-ı Kibriyâ’dan bir an gafil olmaklığına, tevbe-i nasûh ve istiğfar çeken de var, atın ölümü arpadan olsun diye diye zift karası şerbet içen, dünyalık şehvet çukurlarında güle oynaya zebanisini bekleyen de var.
★★★
Hz.Yunus Emre gönlü şöyle ifade buyurmuş:

Hak bir gönül verdi bana
Ha demeden hayran olur
Bir dem gelir, şâdân olur
Bir dem gelir, giryan olur

Bir dem sanasın kış gibi
Şol zemheri olmuş gibi
Bir dem beşaretten doğar
Hoş bağ ile bostan olur

Bir dem gelir söyleyemez
Bir sözü şerh eyleyemez
Bir dem dilinden dür döker
Dertlilere derman olur

Bir dem çıkar arş üzere
Bir dem iner tahtes-serâ
Bir dem sanasın katredir
Bir dem taşar, ummân olur

Bir dem gelir İsa gibi
Ölmüşleri diri kılar
Bir dem girer kibr evine
Firavun ile Haman olur

Bir dem döner Cebrail'e
Rahmet saçar her mahfile
Bir dem gelir, gümrah olur
Miskin Yunus hayran olur

Evet kalp ince, gönül billûr, dokunulası değil...o yüzden derler ya; alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste...kimin huzûrda Rabbisi ile olduğu bilinmez, her gördüğünü Hızır bil, gibi irfâni deyişler hep aynı nokta-i nazardan serd edilmiştir.

Hz.Yunus Emre buyurur:

Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil.
Yetmiş iki millet dahi, elin yüzün yumaz değil.

Hani erenler geldi geçti, bunlar yurdu kaldı göçtü,
Pervaz urup Hakk’a uçtu, hüma kuşudur kaz değil.

Yol oldur ki doğru vara, göz oldur ki Hakk’ı göre,
Er oldur alçakta dura, yüceden bakan göz değil.

Doğru yola gittin ise, er eteğin tuttun ise,
Bir hayır da ettin ise, birine bindir az değil.

Yunus bu sözleri çatar, sanki balı yağa katar.
Halka mata’ların saçar, yükü güherdir tuz değil.


Bir hicâzkâr şarkı da gönlü mâbed olarak işâret buyurur:
"Dokunma kalbime zirâ çok incedir kırılır
O tıpkı mâbede benzer ki, orda hıçkırılır..."