Ey genç !
Sev sev...
İnsanı sev, milleti sev
Sev devleti sev !
Nefret tohumu ekiyor da...
Sevgi çiçeği bekliyorsun ha !
Sevemiyorum diyorsan
Derim ki sana;
Senin pusula bozuk...
Kıbleni de değiştirmiş o pusula !
Yüzünü yanlış yöne dönüksün...
Bu yön yüzünü de ağartmaz, gönül yükünü de azaltmaz !
Aman dikkat !
Her yüzünü sürdüğün siyah taş
Hacer'ül Esved değil !
Eğer;
Kıblegâhın para, ünvan
Mal mülk olmuş,
Övüncün dünyalık olmuşsa !
???
Sonrası da var unutma !
Ya sonra...!
...
Unutma ey genç !
Her yoldaş olduğun adem
insan değil !
Her yüzüne gülen kişi
dost değil !
Sana her haber getiren
dürüst değil !
...
Aldansan da sakın ha kimseyi aldatma !
Sev sev...
Hem biliyor musun ?
Nefret kudurtur insanı insana saldırtır,
sevgi ısındırır insana insanı...
Sev sev.
Vatanı sev, devleti sev
Sev, milleti sev !
İnsanı sev, insanı...
Öteleme, iteleme, tepeleme onu...
Araya ünvanı, parayı, statünü sokma
Bak kabristanda herkes koyun koyuna !
Seven kazanır; hem burda, hem ötede
Kıskanç, hased ve ikiyüzlüler, menfaatperestler ve kibirlilerse kaybeder ileri vadede her yerde !
Sev !
Sadece sev, karşılıksız sev yeter !
Kediyi sev, kuşu sev, kelebeği sev...
Gülü de sev, dikenini de...