Gökten inse melek,
diyecekler bu bir sihir olsa gerek...
İdraki örtülüye,
kendisini anlatmaya ne gerek...
Ey ehl-i zahir !
Fışkırsa yerden şuâlar,
meyveler düşse semâdan,
bildiklerin ters yüz olsa,
bugünkü mihverin olan "bildiklerin" çökse...
Buna diyelimki "ters okuma"...yeni devrin
bilgilerini kabûl, mevcut bildiklerini inkâr edecek misin ?
bildiklerin ters yüz olsa,
bugünkü mihverin olan "bildiklerin" çökse...
Buna diyelimki "ters okuma"...yeni devrin
bilgilerini kabûl, mevcut bildiklerini inkâr edecek misin ?
Çıkarın yahut itibar sağlayan şeylerin bitinceye kadarsa imânın(!),
kırılmadıysa beli
inandığın putların,
faydası var mı binlerce kez denilecek "Lâ" nın...
Yağmur yerine gökten taş yağsa,
çığlıklar çınlasa, ödler patlasa,
dağ yarılsa da, deve doğursa,
anlamayanın gözüne çöp sokmak mı ?
Ne gerek..!
Denizler inanana soşe yol olsa,
ateş emre uyup yakmayı unutsa,
beden gemisi tufandan kurtulsa,
bahtı karaya ispat mı ?
Ne gerek..!
Boşlukta yüzer ya dünya !
Direği, payandası, desteği hani ya
Direği, payandası, desteği hani ya
Milyarca yıldır yanan güneş var ya,
hani;
nerde ateşcisi, küreği,
var mı küllüğünde uyuyan
bir külhanı, beyi ?
Tonlarca suyu, karı, havada tutan
...Atmosfer mi, hava mı, nazar mı...Ne ?
Tohumu topraktan yüze çıkaran,
çapa mıdır, kazma mıdır, yoksa kürek mi ?
Aslına baksa ya insan denen mahlûk !
İdrar yolundan gelen bir su, bir atık...
Nasıl da saklıydı bir tek hücrede,
istkbâlde insan denilecek olan nâtık...
"Varlık" denilen sır aşikâr olsa,
sırlanmış olanın sırrı kazınsa,
kudret kalemiyle mühür hakkolsa,
nefs-i nâtık olan kendi ile tanışsa !
İmkân âleminde,
her şey "Vâcib-ül Vücûd"a mümkün
amma,
kadir olana yetmezki senin kudretin gücün...
Bil ki;
ömür ile kayıtlıdır senin hükmün,
tecrübe edersen görürsün,
hiç kalmaz tereddütün...