Simurg'u duymuşsundur
Kaf dağını da.
☆☆☆
Kuşlar,
başsız kalmışlar.
Simurg denilen sultanı bulup
başlarına geçirmek için toplanmışlar.
Karar almışlar,
Kaf dağı ardındaki sultanı bulacaklar…
☆☆☆
Çıkarlar yola, başlarlar uçmaya.
geçilmesi gereken
yedi vadi vardır önlerinde.
☆☆☆
İlki sevgi vadisi…
Sevgi denizini geçerlerken
bazısı bu denize dalmış
sürüden ayrılmış.
Diğerleri yollarına devam etmiş…
Varmışlar ayrılık vadisine,
kimisi de bu vadide kalakalmış…
Ötekileri uçmaya devam etmiş;
hırs ovası üzerinden uçarlarken
tamahkâr olanları orada kalakalmış…
Diğerleri uçmaya devam edip
kıskançlık gölüne varmışlar.
Kimi de kıskançlık gölünü aşamamış,
batmış göle.
…
Altıncı ve yedinci vadiler
Şaşkınlık ve yok oluş…
☆☆☆
Yedi Vadinin her birinde yoldaşlarının bir kısmı
Vadinin cazibesine kapılmış,
yol arkadaşı sayısı azalmış,
umutlar yitmeye başlamış...
☆☆☆
Ancak azimli olan 30'u,
Kaf Dağı’nı aşmış,
ardına varmış...
“Si” “otuz”,
“murg” “kuş” demekmiş…
Ve Kaf dağı ardına da anca 30'u varmış !
☆☆☆
Fark etmişler ki;
aslında "Simurg" kendileri imiş.
☆☆☆
Aradıkları sultan meğer,
zorlu parkurları azimle geçen,
yoldaki çeldiricilere aldanmayan,
olgunlaşma sınavını verdikten sonra
tanış-biliş olunacak olan,
özlerinde gizli hakikat imiş...
☆☆☆
Ey insan !
Dünyalık sevgilerin denizinde boğulma...
Ayrılık ve hasret girdabına kapılma...
Hırs kamçısını kır, at...
Tamah çukuruna düşme...
Elinde olmayanı, nasip olmayanı kıskanma...
Bil ki; şaşkınlık ve hayret aptalların işi…
Varlığı sahibine atfedip yokluğa rıza ise erkişilerin işi...
Ya sonra ?
Sonrası, aynaya bakma hakkı verilecek…
Bakana kendi Cemâlini gösteren...
Sırlı…
Ve sakın sırrı kazıma,
sırsız ayna; özü değil, ötekini gösterir !
☆☆☆
Feridüddin Attar’ın "Mantıku’t Tayr" adlı eserinde kuşlar üzerinden insanın hakikatini arayış yolculuğu konusu işlenmekte, hakikatin ancak kişinin kendi iç dünyasına yapacağı zorlu yolculuk sonunda elde edilebileceği hikâye edilmektedir.