Âkıbet demişler sona, bilinmez.
Bir perde ardında saklıdır bekler.
Dikilmiş perdeye meraklı gözler,
Kim bilir ki yarın ne görecekler?
Yol alır dünyada ömür araban
Esersin yağarsın sen de bir zaman
Her şey tıkırında sandığın bir an
Düzenin bozulur ansızın tekler
Bekleyiş sonsuz bir ufuk misâli,
Yaklaştıkça kaçar hemen hayâli,
Bir tohum gibidir dünyanın hâli,
Tohum çatlamadan açmaz çiçekler.
Dünya şarkı söyler gitme kal gibi
Mala, mülke, sonsuz zevke dal gibi
Örter çirkinliği gece şal gibi
Karanlıklar hangi günâhı saklar.
Yıllar, saçlarımı ağartan yıllar,
Sizin eseriniz alnımda yollar,
Avutmuyor beni yalancı fallar,
Her zaman umudu umuda ekler.
Doğru tek, değişmez, değişse zaman,
Saatler tak diye durduğu bir an,
Dağılır âtîye çöken bu duman,
Fallar susar dile gelir gerçekler.
Âkıbet olur ya hayır ya da şer
İçimde hep o ses bana şöyle der:
Gelince sorular ikişer üçer
Sevabım cürmümü ne kadar aklar?...
Dostlar beni kara toprağa gömer
Gelir börtü böcek cismimi emer
Muazzeb ruhum bir Fâtiha umar
Kim bilir hangi dost kabrimi yoklar....