bembeyaz bulutlar dolaşır
masmavi semâda
hem de salına salına, pamuk gibi...
ya yeryüzü;
beyaz bulutların
simsiyah gölgesi düşünce
yerin yüzüne,
karartır onu
hem de kapkara çizer
kara kalem gibi...
say ki ruh;
masmavi semâda süzülür
aheste aheste, beyaz mı beyaz
pamuklar gibi...
bulutun aslı mı ?
aslı su ve gerçek !
say ki nefs;
o bulutun gölgesi
düşmüş yere
yerin yüzünü karartmış
karartma geceleri gibi...
gölge mi ?
o elle tutulmaz
gözle görülür
aslı nereye o oraya
illüzyon gibi sihir gibi...
zamanda yürüyen
varlığın gölgesi gibi...
ve güneş batınca
karanlık gece
gölgenin zevali gibi
sanki;
beden ve ruh
hayat ve ölüm gibi...
★
derlerki:
güneşe sırtını dönen
önüne düşen gölgesini kovalar;
yüzünü dönenin gölgesi
onun ardınca onu takip eder
★
gölge olarak geçip gittiğimiz
şu dünya denilen gölgelikte
düşünürler ile birlikte düşünmeye
birazcık vaktiniz vardır umarım,
buyrunuz: