Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

24 Şubat 2022 Perşembe

Ya sel, ya yel, ya el alır götürür...

Sevdiğin dünyalığı; ya sel alır, ya yel alır, ya el alır götürür.

Sen sen ol güvenme hiç bu dünyanın varına
Sel gelir götürür de kum bırakır ardında
Gece gündüz didinip biriktirsen yarına
Bir kibrit çöpü yeter dünyalık mirasına !

Akıllı o ki; dünyada misafir gibi barına
Kim öle kim kala bilinmezki yarına
Nasibi olan anca beyaz kefene sarına
Hakikât; gelen göçer ebediyet diyarına !

Sen sen ol güvenme hiç malına makamına
Bin derd imiş, kavuştun bak, hevesin ikrâmına
Ne çok istemiştin oysa erdin mi muradına
Seneler alır gider göçtü derler namına

Akıllı o ki; dünyada misafir gibi barına
Kim öle kim kala bilinmezki yarına
Nasibi olan anca beyaz kefene sarına
Hakikât; gelen göçer ebediyet diyarına !

Gel, gör, geç, oyalanma; şu dünyada ey yolcu
Sen hakikatle ol, sana neymiş şucu bucu
Gönül işgâl altındayken dünyalıksa bir ucu
Sanırsın attığın taşlar birer şeytan kovucu !

Akıllı o ki; dünyada misafir gibi barına
Kim öle kim kala bilinmezki yarına
Nasibi olan anca beyaz kefene sarına
Hakikât; gelen göçer ebediyet diyarına !

Seneler ötesinden Aşık Veysel usta dedi
Tabir kaleme sığmazdı, güle kıymet verilmezdi, 
Güzel yüzü görülmezdi, aşık ve maşuk olmasa
Güzellik para etmezdi insandaki aşk olmasa


Kimki has insan ola; gönüllere talip ola
Evreni dolaşa dura safî muhabbeti bula
Hak ve hakikat uğrunda çıka yola hem yorula
Arı duru insan ola, vara Hakk'ın divanına !