Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

28 Temmuz 2019 Pazar

Gerçek hayattan bir hikâye: Kendi ölüm sahnesini yöneten Hüsniye teyze...

Ramiz bey anneciği Hüsniye hanımı son iki yıl içinde müzmin hastalıkları sebebi ile sürekli hastaneye taşımaktadır.

Kahvaltısını yaptırır, ilaçlarını içirir, öğlen yemeğini ocağa koyar, bir sokak ötedeki kıraathâneye kısa süreliğine uğrar, hemencecik dönerdi.

Anne şefkati derler hani, bütün canlıların dişileri için yavruya gösterilen merhamet ve müşfik yaklaşımlar için...

Ramiz bey de bir anne müşfikliği ile anacığına davranır, oturur karşısına konuşturur, geçmişi anlatmasını ister, hatıralar diyarında dolaşmasını sağlar, muhabbet ihtiyacını giderirdi. Tırnaklarını keser, saçlarını tarar, elbiselerini değiştirir....bebeğine bakar gibi bakımını yapar, bütün ihtiyaçlarını giderir, anacığı "Ramiiiz" diye seslenince, hızla yanına koşar, esas duruş vaziyetinde ve gülerek "buyur sultanım, emret..." derdi...
☆☆☆
Daha önceki bir yazıda (Baba bedduası cayır cayır yakar mı ?....) bahsettiğimiz; ölümü bir yokoluş değil, ruhun imtihân için gönderildiği ve ömür vadeli kiracısı olduğu beden evini terkederek Allah'a geri döndürülüşünün şuurunda olan anadolu irfanına sahip Hüsniye teyzenin, kendi ölüm sahnesini aşama aşama yöneterek ölüm anını, aşağıdaki satırlarda hikâye edeceğiz...
☆☆☆
Sabah kahvaltıyı hazırlayarak anacığının yatağı yanındaki sehpaya götürür Ramiz bey, ayaklarını uzatarak oturur vaziyete gelmesine yardım eder, yatakbaşına yaslanması için sırtını yastıkla besler.

Kahvaltısını yaptırır. Tansiyonunu ölçer, eve aldığı solunum cihazına bağlamadan önce ilaçlarını içirir...

Vakit öğleni biraz geçmiştir, Hüsniye teyze:
-"Ramiiiiz, tuvalete gitmek isteyon" diye seslenir.

Ramiz bey koşarak yanına gider ayaklarını tutup yataktan aşağı indirir, kollarından tutarak ayağa kalkmasını sağlar, ağır adımlarla tutarak tuvalete götürür...

-"Ramiiiz tut kolumdan abdest alayım"

-"Dur yardım edeyim sultanım"

Abdestini aldıktan sonra,
-"Yatağa gidip namazımı kılayım Ramiz" der,

Ramiz koluna girerek yatağa kadar götürür, Hüsniye teyze sırtını yatak başına dayar, ayaklarını uzatır ve zor aldığı nefes ile hırıltılı bir sesle "Allahuekber" diyerek namaza başlar...."Esselamu eleyküm ve rahmetullah..."selâmları ile namazını eda eder, namaz tesbihatını bitirdikten sonra ellerini anca karnı hizasına kadar kaldırarak dua eder, selavat getirdikten sonra zar zor konuşarak:

-"Ramiz, yardım et de yatağa uzanayım...hah şöyle sağol evlâdım, şimdi git arka odadaki dolabı aç, üst gözünde bir beyaz bohça var, onu buraya getir..."

-"Emredersin sultanım..." diyerek gidip alıp getirir, Ramiz bey o bohçada kefen ile kefenlenme için gerekli diğer malzemeler olduğunu daha önceki sohbetlerinden hatırlar..."demek vakit geldi ha" diye içinden geçirerek anacığını bundan sonra göremeyeceğinin mahzunluğu içinde, ona hissettirmemeye çalışsa da, sesi biraz titreyerek:

-"Anacığım doktor çağırayım mı ?" der.

-"Ah oğul, vakit geldi, Rabbime gideyon, sen şimdi mutfaktan bir kupa getir, bir parça da pamuk...zemzem şişesinin yerini biliyorsun, onu da al şuraya getir...abdestini al gel"

-"Getirdim hepsini sultanım, abdestim var anacığım..."

-"Hadi Kur'an-ı Kerim'i al gel yanıma otur,  Yasin sûresini sen sesli oku ben ezberden takip edeyim....sesim azalıp dilim kuruyunca pamuğu kupadaki zemzeme batır dudaklarımın arasından ağzıma akıt yavrum, "Allahu Ekber Allahu Ekber. La İlahe İllallah Hu Allahu Ekber Allahu Ekber Ve Lillahil Hamd" teşrik tekbirini ve  "Lâ ilâhe illâllah Muhammedun Resulullah" kelime-i şehâdetini de tekrarla ki ben de o anda unutmadan söyleyeyim..."

-"Ha oğul bir de akrabamdan da olsa görünce öfkelenip şeytanın tuzağına düşeceğim filan kişiyi de o anda duyar da gelirse yanıma sokma ki, kelime-i şehadeti (öfkelediğim için) bana unutturmasın da imansız dünyamı değiştirmeyeyim..."

-"Tamam sultanım...Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim,
(1) Yâsîn (2) VeI Kur'ân-iI hakîm (3) İnneke IemineI mürseIîn (4) AIâ sırâtın müstakîm
(5) TenzîIeI azîzirrahîm (6) Litünzira kavmen mâ ünzire âbâühüm fehüm gâfiIûn
(7) Lekad hakkaIkavIü aIâ ekserihim fehüm Iâ yü'minûn (8) İnnâ ceaInâ fî a'nâkihim agIâIen fehiye iIeI ezkâni fehüm mukmehûn (9) Ve ceaInâ min beyni eydîhim sedden ve min gaIfihim sedden feağşeynâhüm fehüm Iâ yübsirûn
(10) Ve sevâün aIeyhim eenzertehüm em Iem tünzirhüm Iâ yü'minûn.."(*)...

Hüsniye teyzenin kuran tilaveti başlangıçta duyulurken giderek hırıltıya döner ve bir süre sonra gözleriyle  işâret ederek ağzına zemzem damlatmasını ister...hırıltılı bir ses ile gözlerini tavana dikerek "Eşhedü en lâ ilâhe illallah...." diyerek "Hû...uuh.." deyip son nefesini verir, göğsü son kez aldığı nefesi de vermiştir....can kuşu ten kafesinden uçup "âlem-i berzah"a geri dönmemek üzere göç eylemiştir...
☆☆☆
Ramiz bey ise neş'e kaynağını, hayatının anlamını yitirmenin boynu büküklüğü, kimsesizliğin çaresizliği içinde ne yapacağını bilemez halde kalakalmıştır...
☆☆☆
Hüsniye teyze odanın ortasında yere yatırılıp üzerine bir yatak çarşafı örtüldü, bir gözü açık kalmıştı, gözünü kapatmaya çalışsalar da kapatılamadı, çenesi ve ayakları bağlandı...

Öğrencim olan hastane müdürünü arayarak yardım talep ettim. Ambulans ile gelen sağlık ekibi ölüm hâlini teyiden raporunu tuttular.

Define yetişmek için başka şehirden yola çıkan yeğenleri için bir gece hastane morgunda misafir edilip gasil ve kefenlenme işlemleri yapılacak, ertesi gün cenaze namazı sonrası defnedilecektir.

Evinden alınarak aşağı indirilen tabuttaki Hüsniye teyze hastane morguna götürülmek üzere ambulansa yerleştirildi, ambulansın arka kapısına üç kere tıklatıp:

-"Hadi kız güle güle, ordakilere selâm söyle unutma tamam mı ?" diyerek yolculadım.

Etraftakiler;
-"Hocam neden öyle dedin" dediler.

-"Ya Hû o artık 33 yaşında ben ondan çok yaşlıyım ya !" cevabını verdim.
☆☆☆
Ramiz bey ile belediyeye giderek defin işlemleri için gerekli müracaatları yaptık...
☆☆☆
Hüsniye hanım teyze büyükşehirden doğduğu ilçeye ertesi gün götürülerek defnedildi...
☆☆☆
Ramiz bey bir süre her cum'a anacığı ile sohbet etmeye gider, giderken;

-"Sultanımla görüşmeye gidiyorum bir diyeceğiniz var mı?"  diye sorar, biz de selâm göndeririz, ikindi vakti dönünce Hüsniye teyzeden bize selâm getirir, sohbetlerini uzun uzun mevzu ederdi !
Ramiz bey anacığından uzak kalmaya çok dayanamadı...

Dairesini sattı, ilçede anasının mezarını pencere ve balkondan görebildiğini söylediği bir ev aldı ve oraya yerleşti...

En son telefonla görüştüğümde anacığının kabrine onun çok sevdiği "akşam sefası" çiçeklerini ektiğini, her gün sohbete gittiğini, bize de merhume teyzenin her daim selâm gönderdiğini söylemişti...!
☆☆☆
Rabbim kimsesizlerin kimsesidir...Hüsniye teyze'ye rahmet, Ramiz bey'e selâmet, sağlık ve huzur niyâzı ile...
__________

Yasin Suresi ilk on ayet Meali:

1: Yâ, Sîn.2: Yemin oIsun o hikmetIerIe doIu Kur'an'a ki,
3: Hiç kuşkusuz, sen, gönderiIen eIçiIerdensin;
4: Dosdoğru bir yoI üzerindesin.
5: Azîz ve Rahîm'in indirdiği üzeresin.
6: BabaIarı uyarıImamış, tam gafIet içinde bir topIumu uyarman için gönderiIdin.
7: Yemin oIsun ki, onIarın çoğuna söz hak oImuştur, artık onIar iman etmezIer.
8: Biz onIarın boyunIarına bukağıIar geçirdik. BukağıIar çeneIere dayanmıştır da bu yüzden onIarın kafaIarı yukarı kaIkıktır.
9: ÖnIerine bir set, arkaIarına da başka bir set çektik. BöyIece onIarı kuşatıp sardık; artık onIar görmezIer.
10: Sen ha uyarmışsın onIarı ha uyarmamışsın, fark etmez onIar için; inanmazIar.