Bir dakikada 25 milyar defa trilyon adet oksijen molekülü taşıyan alyuvarların taşıdığı oksijen seviyesi vücûd tarafından anlık olarak sürekli ölçülmektedir.
Kalpten çıkan ve vücûda kan götüren ana atar damar (aort) da ve beyine kan taşıyan atar damar (karotit arter) den geçen kanın oksijen miktarı ölçülerek ilgili merkezlere bilgi verilir.
Bunu ölçerken ters mantıktan da yola çıkılır. Kandaki karbondioksit miktarı normale göre artmışsa bu ölçüm omirilik soğanı ve yakınında bulunan solunum merkezine(pons) uyarı niteliği taşır. Bunun üzerine ilgili merkezce kriz yönetimi tedbirleri devreye sokulur.
Solunum hızı ve kalp atımı hızlandırılması yoluna başvurulur. Hızlı solunum sayısına paralel kalbin pompa sayısı da artırılınca oksijen kıtlığı giderilir, veya böbreküstü bezden kan hücresi yapımını uyarıcı bir protein (erythropoietin) salgılanarak kemik iliği gibi kan yapım merkezinden daha fazla alyuvar üretilmesi talep edilir ve kan sıvısına oksijen taşınması için takviye yeni güçler gönderilerek çare üretilir.
Oksijeni doku sıvısına boşaltan alyuvar oradan boş ve yüksüz dönmez tabi...karbondioksiti yüklenerek döner.
Karbondioksitin tamamına yakını alyuvara alınır. Alyuvar içerisinde kimyasal tepkimeler ile karbonik asite dönüştürüldükten sonra hidrojen ve bikarbonat iyonlarına ayrıştırılır.
Hidrojen iyonu hemoglobine bağlanırken bikarbonat formu plazmaya verilir. Bu iyon şeklinde taşınma yolculuğu akciğerde sona ererken kanda taşınmakta olan bikarbonat iyonu alyuvara alınır, hemoglobine bağlanmış olan hidrojen iyonu ile birleştirilerek karbonik asite yeniden döndürülür ve bu asit de su ve karbondioksite parçalanır... Karbondioksit alyuvardan ayrılıp akciğer boşluğuna gaz olarak geçer, nefes verme ile de dışarı atılır.
Vücûdun aktivitesinin artması sonucu açığa çıkan karbondioksitin dolayısı ile karbonik asitin fazlalaşması kanın dengede tutulan asitlik derecesi(pH=7,4)ni 7,2 lere doğru indirir ki; bu kandaki taşınma dengesinin oksijen aleyhine bozulduğunu belirtir, karbondioksit seviyesi de sürekli ölçüldüğünden buna da solunum merkezi uyarısı ile daha fazla oksijen alınması ve taşınması tedbirleri uygulanır, işte bu asitlik derecesinin dengede tutulması ve kan sıvısının hafif bazik ph:7,4 seviyesinde tutulması gerektiğinden karbondioksit karbonik asit şeklinde değil (% 70'i) bikarbonat halinde, %23'ü hemoglobinin amino gruplarına bağlanarak, %7'si kan plazmasında çözünerek akciğere kadar taşınır...
Devam edecek...