Eder durur dün bugüne deveran
Gece gündüze kavuşur şevk ile
Ne güneş, ne dünya, durmazlar bir an
Sene seneyi kovalar bir ölçü ile
Tohumlar çimlenir güneşe uzar
Köstebek, toprağı üstüne kazar
Koza, ipek böceğine olur bir mezar
Kıyameti kopunca bir kelebek uçar
Şu yerden ne de çok lezzetler çıkar
Aynı toprak, aynı güneş, aynı su
Acısı var, ekşisi var, balı var
Şükretmeli yaradana işin doğrusu
Kimi kuş, kimi insan yahut kömür
Hepsini de bir hikmetle döndürür
Yaşıyor hepsi de az çok bir ömür
Doğan büyür, elbet yaşayan ölür
Bir damla sudaki insanı görmez
Çekirdekte saklı ağacı bilmez
Gönüldeki kâinattan bîhaber
İdrak fukarası; yer, içer, türer
Tenekeye, taş değince tıngırdar
Gülden gelir bütün güzel kokular
Şu sonsuz kâinât her an bir karar