Metni sesli dinleyin...
Bu dükkanda;
Yağ satmayız, bal satmayız
Hele adamı hiç satmayız...
Yağcılara, yağlayıp ballayanlara
Yok satarız...
Bu dükkânda
Eksik tartmayız
Süte su katmayız
Ekşi ayran satmayız
Kimseyi aldatmayız
Bu dükkânda;
Ne balkabak var, ne dalkavuk,
Ne falaka var, ne yalaka
Mahrukâtçı değiliz, odunla işimiz olmaz
Yakıt olacak taşı ve insanı; nâr ehlini,
Kömür karasını
Bu dükkâna hiç sokmayız...
Bu dükkânda;
Maske satılmaz
Maskara bulunmaz
Akçe geçmez
Tavassut işlemez
Dükkânın önüne
Çalı ile diken asla ekilmez
Lâle ve gülden ise vazgeçilmez
Bu dükkânda
Acıkana yemek, susamışa su
Dertliye derman, hastaya ilâç verilir
Sökükler dikilir, yırtığa yama yapılır
Kırıklar tamir edilir, ayrılıklar birleştirilir
Gayrılar aynılaşır, aynılar kaynaşır
Bu dükkânda
Yok satar:
Yeis, dert, gam, keder
Ayrılık ve hasret
Bir'leşir kesret
Bu dükkâna
Dünyalık hesap hiç giremez
Bu dükkânda
Hakikat demlenir
Hikmet dillenir
Ülfet eylenir cân ile
Söyleşilmez nâdân ile
Bu dükkânda
Neş'e ve muhabbet var,
Edeb var, hürmet var
İlim var, hikmet var
Selâm var, selâmet var
Vücuda ve mânâya rızık var
Huzurdan ayrılmamak var
Biz dükkânda
Gül alırız, gül satarız
Gül ağacı kantarımız
Gülü gül ile tartarız(*)
Gülsuyudur ikrâmımız
Ve; gül kokar her yanımız
Dükkânın adresi mi ?
Zaman ve mekândan mücerret ülkende
Gönül şehrinin
Cihetsiz mahalline git
Huzur sokağından ayrılma
Dosdoğru yürü, hiç sapma
BİR numara
__________
(*) Elmalılı Ümmî Sinan hz. der:
Seyrimde bir şehre vardım
Gördüm sarayı güldür gül
Sultânımın tâcı tahtı
Bâğı duvârı güldür gül
Gül alırlar gül satarlar
Gülden terâzi tutarlar
Gülü gül ile tartarlar
Çarşı pazarı güldür gül
Toprağı güldür taşı gül
Kurusu güldür yaşı gül
Has bahçesinin içinde
Serv ü çınârı güldür gül
Gülden değirmen döndürür
Onun ile gül öğünür
Akar suyu döner çarkı
Bendi pınârı güldür gül
Al gül ile kırmızı gül
Çift yetişmiş bir bahçede
Bakışırlar hâre karşı
Hârı ezhârı güldür gül
Gülden kurulmuş bir çadır
İçinde ni'meti hazır
Kapıcısı İlyas Hızır
Nânı şarâbı güldür gül
Ümmî Sinân gel vasfeyle
Gül ile bülbül derdini
Yine bu garib bülbülün
Âh ü figânı güldür gül