Simlerim, ziynetlerim, pullarım hep döküldü
Çatır çutur fındık kıran o dişlerim söküldü
Saman aleviymiş ömür, içimdeki "ben" öldü
Genç iken "ben", dünyayı oynatırım sanırdım
Fikreder, hayal kurar, kendim de inanırdım
Ne vakit vücudumun tüm kılları ağardı
Kamburum da belirdi, gençliğin cılkı kaldı
Bir gözümle maziyi seyreder de dururum
Ötekiyle, ikbalin hayaliyle avunurum
Keşkelerle yoğrulan faydasız pişmanlığa
Çoğu boşa geçen ömre, ah u vah eder dururum
Gün olur, heba etmişim ben ömrümü, der dururum
Gün gelir, müstakbel tul-u emel konuşurum
An olur, geçmişimle hesaplaşırım dururum
An olur, bir hatırada zamanı dondururum
Gel be hey adam derim, bırak hırsı haris olma
Şol dünyaya sarılarak hesap edip de kahr olma
Gözünü havaya dikip uçan kuşu hiç kıskanma
Doğdu isen, mecbursun bu ırmakta ıslanmaya
Keyfin bilir, kirişi kırsan da işte adresin dünya