ne çok, hem de dizi dizi...
Dünya denilen çukur,
inceden ince bir sızı...
Lafı uzatmadan demeli,
kestirmeden şu sözü:
"Can kafesine mahkûmlar
nereden bilsinler özü"
Nefes nefese bir gidiş ki,
yükü dünya, gailesi dünya...
Yükümüzü tuttuk diye;
ne sevin, ne de oyna...
Ya mücevher sandığın,
cife ile doluysa...
Ya gittiğin yollar,
huzura çıkmıyorsa...
Ya yediğin şeyler
nûr değil nâr oluyorsa...
Kör döğüşü yaptırır
senlik benlik sıfatı
boşuna tüketilir
eyyam-ı kalîle fursatı,
ömr-i me'yûs yaşanırsa
dünde kalır, olur gubar,
ve sonbahar rüzgârlarıyla uçar...
Unuttururmuş insana
dünyanın bin bir türlü kozu...
Hani "belâ" demiş insan
ki, bezm-i elestteki sözü...
Zaman durmaz, hayâl donmaz,
bilen demez, diyen bilmez...
Acep nedir özün özü ?