Hakikât yolculuğu,

aramak,
buldum dediğinde ise;
bir ötedeki hakikâti idrak ederek yeniden
yola revân olmak…
Dış âlemde iken,
iç âlemde;

yol almak,
sahralar, dağlar, bağlar/bahçeler,
şehirler ve köylerden geçmek,
saraylarda, hânlarda konaklamaktır…
bir konaktan diğerine !
Evrende;

"an" tik-taklarını duymanın idrâki ile,
hayret denizinde yüzmektir,
yüzmeyi bilmiyorsa gayret etmektir...
Gâhi dikenli yollarda,
ayaklarının yara bere olmasına
sabır ile katlanmak,
çalılara takılmak,

şımarmadan ve şükür içinde rahvanlaşmaktır.
Yolda giderken;
bulduğu otlaklarda tıkınıp çatlamamaktır...!
Ele geçene;
sonsuza dek, sahibim diye aldanmamaktır...!

Aynı zaman diliminde kesiştikleri
yol arkadaşlarının
(aynı çağda birlikte yaşadıklarının) kahırlarına
ders niteliğinde bakabilmek,
oyunlarını
cahilliklerinden bilmek,
oynaşlarını

Ve bunların hepsinin;
yol şartları olduğuna,
yolculuğun gereği olduğuna
ihlâslı bir şekilde iman edebilmektir.
Ey hakikat yolcusu,
akıl ile kalp arası
bir karış diye biliyorum,
ölçtüm demiştin ya,
sahi,
ölçü birimin neydi senin ?