26 Ekim 2017 Perşembe

Yollar: “Sırat-ı Müstakim” ve “Sebîlü'l Ğayy”...

Whatsapp ile Paylaş
Yol; emeklemeye başladığımız andan itibaren, yeryüzünde, ayak bastığımız her yerde, bir yerden diğer yere  naklolunduğumuz güzergâh(lar).

Veya, tutum ve davranışlar açısından benimsediğimiz, dikey(aşağı, yukarı) yahut yatay(sağa, sola) gidişat...

Öyle ya da böyle, dünya hayatı Allah'a gidilen bir yol (Sebilullah)dur.
Ancak varılacak yer farklıdır; ya ni'met yurdu cennete yahut azap diyarı cehenneme çıkar, yolun sonu. Eğer Allah yolu yani "sebilullah" sırat-ı müstakîm ise, eyvallah...değilse...! ?

"Bir de şu: "İşte Benim dosdoğru yolum. Ona tâbi olun. Yoksa başka yollara uymayın ki sizi O'nun yolundan ayırmasın. İşte kötülüklerden sakınasınız diye Allah size bunları emretti" (En'am suresi,153).
"Düşünün bir; yüzükoyun kapanıp yerde sürünen mi varılacak yere daha kolayca ulaşır yoksa dümdüz yolda düzgün şekilde yürüyen mi?" (Mülk suresi,22)

Siccinden illiyuna kadar uzanan bir skala...tercih insana kalmış !

Somut açıdan yol denildiğinde hemen akla gelenler var.
Doğuyu batıya güneyi kuzeye bağlayan yollar.
Anayı evlada, evladı babaya, kardeşi kardeşe götüren yollar.
Hem hasretin kaynağı hem vuslatın köprüsü yollar.
Uzağı yakınlaştıran, sevenleri birleştiren yollar.
Kimi eğri büğrü, dolambaçlı, kimi dosdoğru yollar.
Yol,  yolcuyla  hancıyı karşılaştıran bir güzergâh.
Yol yorgunluk sebebi.
Yol var taşlı topraklı; ya da kaymak gibi.
Yürüyeni varsa anlamlı, yoksa ıssız ve küskün yollar...
Yol var, yolcuya; yol var, hancıya hasret.
Yol var çıkmaz...
Yol var çıplak.
Yol var orman içi.
Yol var patika, keçiyolu.

Yolcu yolda gerek.
Yola çıkan menzile varırmış.
Yol gönülleri bağlayan köprü.
Yol var imana, yol var küfre götürür.
İman ile küfür arasında olan bir yol da mevcut...

 "İnin oradan (cennetten) hepiniz. Tarafımdan size bir yol gösterici (peygamber) gelir de kim ona uyarsa, onlar için herhangi bir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir" dedik.( Bakara, 38)

İnsan ve yol ilişkisi doğumundan itibaren son nefesine kadar sürer gider, maddî ve manevî açıdan !

Yola çıkıyorsun da rehber edindin mi yol göstericin var mı ?
Sorusuna cevapları aşağıdaki ayetler veriyor:
"Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir. "(Bakara, 2. Ayet)

"Andolsun biz onlara, bilerek açıkladığımız bir kitabı, inanan bir toplum için bir yol gösterici ve rahmet olarak getirdik."(A'râf, 52. Ayet)

"Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur'an) geldi." (Yûnus, 57. Ayet)

Yol var “sırat-ı müstakîm”,   dosdoğru, fıtrî, Resul-i Zî-Şan'ın ayak izleri rehberliğinde Allah'a çıkan;
"..De ki: "Allah'ın yolu asıl doğru yoldur." (Bakara, 120. Ayet).

Ya da  “sebîlü'l  ğayy”... şeytanî yol... Aklın istikametini, yolun doğrusunu kaybetme yolu...
"Münafıklar Allah'ı aldatmaya çalışırlar, Allah da onların hilelerini ve oyunlarını bozar. Onlar namaza kalkarken üşene üşene kalkarlar, müminlere gösteriş yaparlar. Yoksa aslında Allah'ı pek az hatırlarlar."(Nisa suresi, 142)

"Şüphesiz, Allah'ı ve peygamberlerini inkâr edenler,(....) "(Peygamberlerin) kimine inanırız, kimini inkâr ederiz" diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; işte onlar gerçekten kâfirlerdir...." (Nisâ, 150. Ayet)

Ufuktan toz kaldıran yolcu...
Kendi tozunda nefes alamayan !
oyalanma gel beri...
gözü yolda kalan var,
hasretten kavrulan var,
gurbete savrulan var.

"Eğer insanlar ve cinler, Allah'ın yolunda dosdoğru yürüselerdi, onlara bol yağmur verir, rızıklarını bollaştırırdık" (Cinn suresi, 22)

Sırat-ı Müstakîm, sebillullahda dosdoğru yürüyenlerin güzergâhıdır, yüzü koyun sürünenlerin değil !