Efendiler; hesap günü geldiğinde hangi imkân, kabiliyet ve yetkiye sahip olduğunuza değil, bunları nasıl, ne ve kim içün kullandığınıza bakılır...
★
"Hesap günü", kişi yaptıklarıyla yüzleştirildikten sonra, tartıya vurulmayan, cezası verilmeyen zerre miktarı hayır ve şerrin bırakılmadığı ince hesap anına geçilir. Artık o gün: "Kim zerre miktarı bir hayır işlemişse, onu görecektir ve her kim de zerre miktarı kötülük işlemişse onu görecektir. " (Zilzâl sûresi, 7-8)."Adalet terazilerini Kıyamet Günü için kurarız. Hiç kimseye zulmedilmez. Hardal tanesi ağırlığında (basit bir şey dahi) olsa onu getiririz. Hesap sorucu olarak biz yeteriz."(Enbiyâ sûresi, 47).
"O gün, (bazı) yüzler korku ve zillet içindedir."(Ğaşiye sûresi, 2)
"(Bazı) yüzler vardır ki, nimet (içinde mutludurlar)."(Ğaşiye sûresi, 8)
"O gün insanlar, amelleri kendilerine gösterilsin diye, grup grup (yerlerinden) çıkarlar."(Zilzâl sûresi, 6)
★
"Artık kitap (amel defteri) ortaya konmuştur; suçluların, onda yazılı olanlardan korkuya kapılmış olarak, “Vay halimize! Bu nasıl kitapmış! Küçük-büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!” dediklerini görürsün. Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye haksızlık etmez." (Kehf sûresi, 49)