Hırsıza kilit de dayanmaz, it de ! |
Bir iş yerinde çalışan Temel ile Dursun her gün akşam mesai bitince birlikte çıkarlar, Temel Dursun'u evine bıraktığı günlerde işyerinden ufak tefek tırtıklamalarına da şahit olmuştur ...
Bu durum kulaktan kulağa patrona kadar ulaşır, Temel'in bilgisine başvurmak için Patron çağırtır:
Patron, hırsıza el feneri tuttuğunu duyduğu Temel'e sorar:
-"Söyle bakalım, Dursun'un çaldığı şeyleri biliyormuşsun, nasıl götürdüğünü de söylemişsin birilerine, aydınlatalım birlikte vakayı "
Temel biraz düşündükten sonra:
-"Efendim, ben buraya fenerimle geldim de, şey....aydınlatamam, yolda fenerin pili mi bitti ampülü mü patladı, çalışmıyor" der.
-"Ama Dursun ile akşam beraber giderken, onun bir şeyler götürdüğünü gördüğünü söylemişsin"
-"Efendim aşağı mahallenin, çukur sokağındaki, cehennem apartmanının, en alt katındaki dairenin salonundaki şöminede yanmakta olan oduna el basarım ki..."
"Tamam tamam Temel anlaşıldı...ettiğin yemin imanlı biri olduğunu gösteriyor "
★
Temel ile Dursun üniversite öğrencisidir, uyanamadıkları için matematik finaline geç kalırlar ve okula gidince hocaya Temel'in arabasıyla birlikte gelirken lastiğinin patladığını söylerler... Hoca pek inanmaz ama öğrencilerinin yalvarmalarına dayanamaz üç gün sonra onlara ek sınav yapacağını söyler...
Sınav günü gelince hoca, iki öğrencinin herbirini boş bir sınav salonunun ayrı ayrı köşelerine oturtur.
Sınavdan geçmek için 100 üzerinden 50 puan almak gerekli...
Hocanın hazırladığı sınav kağıdında ön sayfada 10'ar puanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır...
Bunları sevine sevine ve kolayca çözerler.
Arka sayfayı çevirdiklerinde 60 puanlık tek bir soru vardır: "Hangi lastik patladı?"
.....?!
★
Dursun kendisini ispiyonlayan Temel'e haddini bildirmek için evine gider. Fakat onu evde bulamaz. Öfkesinden kapıya büyük harflerle "HIRSIZIN FENERCİSİ" notunu yazar...
Bir kaç gün sonra Dursun Temel'den şöyle bir mektup alır:
- Bize gelmişsin. Kapıya bıraktığın nottan sen olduğunu anladım, ama korkacak bişey yok, fenerimin pilinin bittiğini aydınlatamadığını sana da söylemeyi unutmuşum !
★
Din dersi öğretmeni sınıfta cennete gitmek isteyenlerin ellerini kaldırmalarını ister. Temel hariç herkes elini kaldırır.
Öğretmen sorar:
- Temel sen cennete gitmek istemiyor musun?
- İster idum ama okuldan sonra eve giderken hep kafası boş gittim de, hiç eli boş gitmedüm...
★
Hoca minbere çıkar, vaaza henüz başlamıştır:
- Ey cemaat-i müslimin, deyince: Caminin en arka safında duvara yaslanmış bağdaş kurmuş oturan Temel:
- Efendum hoca efendi ! Bağa mi deyisun?
“Yalancı yalancıya, hırsız hırsıza şahitlik eder”