İnsanın dünya hayatı da tıpkı dünyası gibi, bir tahterevalli...bir ömre sığmıştır âlâsı ednası, bir dem olur başı bulutlara erer insanın, bir dem gelir kör kuyularda debelenir...
★
İnsan alacak kendini önüne ve diyecekki:
Ey aciz yaratık !
Deki:
Güç ve kudreti bağışlayan, gözüme görme yetisi, aklıma firaset ve gönlüme basiret ışığı, bedenime kuvvet, elimle ayağıma güç veren olmasaydı hâlim nice olurdu acaba !
Ey kul, Yaratıcına kul olduğunu unutup efendilik taslamayasın sakın ha !
Haddini bil ! Yoksa:
Aslan iken bir gün takatsiz kalırsın da fareler kemirir seni !
Fil iken ebabil kuşlarına yenilirsin !
Bil ki;
Her türlü üstünlük Allah katındandır, ikrâmdır, oradan arza ulaşır, sana da nasibin kadarı erişir...
O ki; saltanat sahibi, tahtını kimseyle paylaşmaz, şeyleri bir hâlden diğer bir hâle sokar...
Gören de kör de, görüşüne göre az ya da çok olageleni, tecellileri idrakleri kadarıyla okur ya da yaşar...
Hâlden hâle tecelli tezgâhı tahterevalli gibi sırayla, nöbetleşe bir yukarı bir aşağı salınır durur...
Ey akıllı (!)
Sakın ha sakın!
Yukarıya çıktığında, saltanat sırası sana geldiğinde sevindirik olma, şımarma, "neymişim ben" deme; kibirlenme, gurura kapılma, sakın ha sakın, saltanat ve imkânın kudretiyle ile yapacağın tasarruflar seni ateşe sürükleyen bir vesile olmasın !
Değilse !
Doğuşuna ve gelişine mutlu olup davul zurna ile karşılayanlar, bekçiliğine talip olduğun emanete hiyanet edersen eğer, işte o vakit, tâ kabre gidene kadar kuyruğuna teneke bağlarlar...kabir hayatında olacakları ise sen düşün...
Saltanatı ve hayatı bir emanet bil, zamanı geldiğinde huzur-u kalp ile şükrederek emâneti sahibine teslim et...
İnsanlık tarihine bakılırsa dersler hep aynı, devirler değişse de...
Değişimin kaçınılmaz olduğu gerçeği hayatın özünde var, ya iyiye ve güzele, ya kötü ve çirkine; ya gök yüzündeki maviliğin sonsuzluğuna, ya yerin yedi kat dibindeki ateş çamuru lavlara doğru...
Cennete de cehenneme de çıkan yol senin içinden geçer...huzura ve huzursuzlığa da...
Mes'ele kendin ile yüzleşmek, arınmak...
Bunun için de varlık ile yokluğu müsavi bilmek, birlemek gerek !
Ne der Yunus:
"Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim"Dünya sarhoşluğundan son nefesi verip uyanınca "eyvah" demek de var; dünyadan emin vasfı ile geçip giderek "eyvallah" demek de...!