14 Haziran 2023 Çarşamba

Vaktin de hırsızları var...

Whatsapp ile Paylaş

Yazıyı sesli dinleyin...

Her dünya mahluku için bir gün 24 saattir...

Zamanı hiç şaşırmayan ay 28 günlük çizelge ile hilal dolun, güneş günlük doğuş batış, gece-gündüz halinde 24 saatlik vakit dilimlerini adeta hatırlatır, saniye sekmeden !

Mevcûdat bu düzene hep uyar, gece vardiyasında çalışan canlı gündüz uyur, gündüz çalışanı da gece...yarasa gececil, güvercin gündüzcüldür meselâ...insan dışındaki canlılar vakti yerli yerince kullanılırlar...

Mes'elâ, horoz zamanı gelince şafak vakti öter ! (her ne kadar vaktinden erken öten horoz kesime gitse de, istisnâdır)...Ayı kışı uykuda geçirir !

Ya insan, "özgürüm" dilediğimi dilediğim zaman yaparım/yaşarım diyen insan !

Bilim ve teknoloji üreten, insanlığa katkı sağlayan mucitler, ciltler dolusu kitap yazanlar, vakıflar dernekler, cemiyetler kurarak hayır ve iyilik yapan, han, hamam, kervansaray, çeşme, köprü,  inşa edenlerin de her günü 24 saat değil mi ?

Vakti harcayan ile vakti tasarruflu kullanan arasındaki fark, zaman ilerleyince ortaya çıkıyor !

Ne çok vakit ayırıyor toplum; televizyon dizilerine, başı boş ve amaçsız internet gezintilerine, dedi-koduya, lâubâlî sohbetlere...değil mi ?

Hani boş lakırdı ile vakit öldürme meclisi arayıp, oturunca kalkmayı bilmez boş beleş kişilerin "eeee, daha daha nasılsınız" diye, fındık kabuğunu doldurmayan lâf ü güzaf ile sözü uzatma çabaları yok mu ?

Yahyâ Kemâl ne hoş demiş:
"Elhan duyulmadıkça belâgat giran gelir
  Lâf ü güzaftan mütehassıl kesel gibi"

Kul hakkı, insan hakkı umurunda olmayan, kendinden özgeye saygısı olmayan şeyler ne kadar çoğaldı, öyleki;  bilgeden çok bilgiç, bilgiliden çok malumatfuruş, bilimciden çok filimci, san'atkârdan çok oyunbâz, üreticiden çok pazarlamacı, mütevazıdan çok kibirli, mektepliden çok diplomalı, alaylıdan çok alaycı, değer üretenden çok değerlerden geçinen, dışı cafcaflı içi kof, insandan çok insansı var etrafta... ve malesef adım başı denk geliniyor !

Lâf ü güzaf içün gereksiz vakit  harcama ve vakit israfı aslında gerekli meşgalelerden vakit çalmak, ömürden ve sayılı nefesi boşa harcamaktan başka bir şey değil !

"Ya hayır söyle ya sus, boş işlerden yüz çevir" düsturlarını ilke edinmek varken !

Bu yüzden asli işlere ya da kişilere tahsis edilmesi gereken vakit israf edilirken, vakit hırsızına da kapı aralanır, hatta ardına kadar açılır !

Vakti planlı yaşamak ve fayda üretmek için vakit hırsızlarına vakti kaptırmamak gerek...

Çünkü boşa harcadığımız her bir saniyenin bile önce kendimize, sonra çevremize karşı bir ihanet olduğunu, bunun da sorumluluğunun olduğunu unutmamak gerek !

Değilse, keşkeler, ah vahlar ve dövünmelere başlar insan, geçti Bor'un pazarı hikâyesini döner bir daha bir daha okur !

Bir görüşme için bile muhatabın vakit ayırıp ayıramayacağına dair izin istemek yerine, keyfe keder babından çat kapı, damdan düşer gibi çene çalma talepleri, yekdigerinin vaktine tecavüz, gasp, vakti çalmak değilse nedir mes'elâ ?

Her şeyin bir vakti var...Her şey ve kese vakit planlı bir şekilde tahsis edilmeli...işte o zaman vakti/nefesi/ömrü hoyratça harcamaktan kurtulur insan. 

Gerekli iş ve kişilere ayrılması gereken vakti gereksiz iş ve kişiler için harcamaz, vakti verimli ve tasarruflu kullanır... vakit, vakit hırsızlarına kaptırılmaz...

İsraf edilecek vakti olmadığını hatırından çıkartmamalı insan, o vakitlerde neler yapabileceğini, neler üretebileceğini hesap etmeli,  kendine ve insanlığa katkıda bulunabilmek için sayılı nefesi doğru kullanmalı insan, değil mi ? 

Ya öğreten ol, ya öğrenen ol, ya (bunları) seven ol, ya dinleyen ol, beşincisi olma, helak olursun.” (Hadis-i Şerif)

Vaktin hırsızı var da ömrün yok mu ?
Ömür törpüsü...
Olmaz olur mu...

Vakitler hayr, işleriniz âsân ola efendim...