Kimki ehl-i takliddir, o ahâlî-i beldeye tâbi'dir.
★
Yoktur mukallidde ma'rifet, olanı ibtidâî nazar ve istidlâldir.
★
Evveli zann üzerine mebnî olan nesnenin âhiri halel kabûl eder. Ehl-i nazar ve istidlâlin ekser-i ahvali budur.
★
Sûret ve ma'nâ, ilim ve zevk müctemi' olmazsa da'vâ sahîh olmaz
★
Ma'lûm olan meşhûd değildir, velâkin her meşhûd olan ma'lûmdur.
★
Nâkısın hâli kâmile ma'lûm, kâmilin zevki nâkısa meçhûldur...
★
Melek beşerin cüz'ü gibidir. Küll cüz'e vakıftır, cüz' külle gayr-i vâkıftır.
★
Sende ki âhû gibi misk-i hakîkî vardır, canavarlar arasına girme ve bi'zarûre sûretin ile girdin ise dahî onlara misk kokutma. Ve bu âlemde bi-lâ-münâsebetin ictimâ' yoktur, herkes kendi cinsiyle müctemi' olur.
★
Şol söz ki insân çâh-ı gurûra düşürür, onun meclisinin kenârında bile durma...illâ gerdânına halka-i la'net olur. Zîrâ, her sûretin bir ma'nâsı olduğu gibi her amelin dahî ma'nâda sûreti vardır.
★
İnsânın istikâmet ve inhirâfı intisâb ettiği kapıdan bellidir.
★
Dürr-i yektâ ile sâir cevâhir müsâvi olmaz ve akîk elmas mertebesin bulmaz.
★
Ve matbah-ı aşkda kaynamak gerektir, tâ ki nâ-puhtelikten (hamlıktan) halâs ve belki matbûh ve muhterik ola.
★
Sıfat-ı noksândan kemâl netîcesi olmaz. İmdi bu sırrdan âgâh oldunsa serinin tedârükün gör...
_________
Kaynak:
İsmâil Hakkı Bursevî, Kitâbü'n-Netîce I, İnsan Yay.,1997