Zulmetle setr olmuşsan sen
Nura hasret kalmışsan sen
Faş olmazsa özün sana
Pencere sen, perdesi sen
Karanlığa mahkumsun sen
Meğer zincirlenmişsin sen
Sen kendine hem kendinden
Zindanın sen prangan sen
Sen kendine hem kendinden
Ekilmiş çürük tohumun
Harmanı hasadısın sen
Sertesen bir rüzgar ile
Savrulan bir danesin sen
Uzar da uzarsa gölgen
Sap saman doluysa heyben
Bir sineğin kanadına
Yüklenmiştir tüm hamulen
Yüce mahkeme gelmeden
Çekmiş isen cezanı sen
Kitabın okunduğunda
Razı ol, af dilemeden
Ferşten arşa bir bilmece
Göklere kök salmış gece
Sedası hem hece hece
Taş kaynatan bir tencere
Bir zindansın sen öylece
Karanlıktan aydınlığa
Kandil döşe yollarına
Bul güneşe giden bir yol
Günü doğur şu bahtına
Gece de gündüz de sende
Şafak söktür bir hamlede
Gönlünü mühürlemezsen
Nuru dolar hep sineye