Whatsapp ile Paylaş
Vücûdumuzda dolaşan kan sıvısının muhteşem bir kaç özelliği şöyle:
1 milimetreküp kan sıvısında 5-6 milyon kırmızı küre/alyuvar (erythrocyt) hücresi var.
Alyuvarların içinde oksijen ve karbondioksitin taşınmasıyla görevli hemoglobin adı verilen, demir ihtiva eden protein molekülü var.
Bir alyuvarın içine sığdırılmış 250 milyon hemoglobin molekülünün her biri akciğerlerde 4 oksijen molekülü (yâ'ni toplamda bir milyar) bağlayarak hücreler arası sıvıya
taşıyor, hücrelerin alıp kullanması için orada boşaltıyor ve yeniden akciğerlere dönüp yeniden yükleniyorlar.
Bu demektir ki; bir alyuvarda bulunan hemoglobinler bir milyar oksijen molekülünü yükleniyor ise...toplamda bir milimetreküp kanda ortalama 5 milyon, vücutta 5.25 litre kanda 25 trilyon alyuvar olduğu hesabıyla taşınan oksijen molekülü sayısı:
25.000.000.000.000 x 1.000.000.000=
25.000.000.000.000.000.000.000 molekül...
Yâ'ni her bir 5.25 litre kan vücûda bir devirde bu kadar oksijen molekülü taşıyor, istirahat etmekte olan insanda...ve bu 1 dakikada taşınan miktar...tabi ağır bedenî işler ve hareket sırasında bu miktar 4-5 katına çıkıyor ki; o durumda taşınan oksijen molekülü sayısını da 4-5 ile çarpmak lâzım.
Alyuvarlar 120 günlük ömürleri boyunca bunu dur-durak bilmeden, damarlar içinde tembellik etmeden (argo tabiri ile ütüzlenmeden) yapıyorlar.
İşin ilginci taşıdıkları oksijeni kendi solunum ihtiyaçları olduğu hâlde kullanmıyorlar, bu ihtiyaçlarını oksijensiz (anaerob solunum) yoluyla yâni organik maddelerde gömülü olan oksijeni açığa çıkarak (hazırı kullanmayıp âdeta ekmeklerini taştan çıkararak) temin ediyorlar, taşıdıkları oksijen miktarı düşmesin...
Bir diğer ilginç nokta üretilip kan sıvısına görev yapmak üzere gönderilen olgun alyuvarlar, hücre çekirdeklerini bu esnada kaybediyorlar, yerden kazanmak için...
Devam edecek...