23 Mart 2018 Cuma

Özgür müsün, mahkûm mu !

Whatsapp ile Paylaş
Mahkumiyet, özgürlüğün kısıtlanması. Cezâ evi... Demir parmaklıklar... Gardiyan... Güneşlik, havalandırma...
Suçluların cezasının infâzı için...
☆☆☆
Beden de bir hapishane, bedene bağımlı değil mi insan.
☆☆☆
Aklın gel-gitleri, irade üzerindeki ipotekler, isteklerin yağlı kamçıları...hepsi birer kısıt aslında !
☆☆☆
Bedenin özgürlüğe getirdiği kısıtlamalar...
Meselâ;
Uçmak istiyorsun, kanatların yok, bir kısıtlılık
Uyanık kalmalısın, uyku bastırıyor, uyku  isteğini kısıtladı...
ve..ve...ve...
☆☆☆
Özgürlük isteyenin istediğini yapması derler ya, kocaman bir yalan !

Haydi uçta göreyim.

Haydi hiç uyuma becerebiliyorsan.

Büyümeni-yaşlanmanı durduramıyorsun...

Sınırlarını, yeteneklerini zorlasan da nafile.

O halde hangi özgürlükten bahsediyorsun.
☆☆☆
Yok yok, senin derdin aklının estiğini yapma hakları. Kimse bana karışmasın hakkı.

Haydi bunları başkalarının hak ve hukukunu çiğneme bahasına da olsa yapabildin diyelim, bu özgürlük müdür sence !

Ömür denilen kısıtlı zamanda heveslerine uy, nereye kadar...

Özgürlük isteklerin ve güzelliklerin sınırsız yaşanması mıdır ?

Hani konaklama/eğlence yerlerinde yazar, açık büfe/sınırsız içecek !

Canın istese de, iştahın kabarık olsa da,  gözün doymasa da mide kapasitesi seni sınırlayacak, midenin esneme sınırına kadar yâni.
Bir kazan kavurma-dolma, bir fırın ekmek yiyebilirmisin, bir varil içecek hâlin yok ki !
☆☆☆
Bedeni ihtiyaçlar, yeryüzü şartları, iklim şartları, meteorolojik olaylar insanı kısıtlamıyor mu ?
Bedene de, dünyaya da, oksijene, suya, besine de, geceye-gündüze, güneşe, yağmura-rüzgâra da mecbur ve mahkûmsun !
Kadere de !
☆☆☆
Sınırsız ve sonsuzluğu gönlüne sor, ruhuna sor. Sınır tanımayan düşüncene sor...

Belki asıl özgürlüğü yanlış yerde, yanlış şeylerde arıyorsundur...!