Whatsapp ile Paylaş
Edib derki:
Bir "yayın" balığı geldi oltaya
Kılçıksız balık dükkâncılara
Günyüzü değmemiş dip sularda
Alışık iken karanlıklara
"Yem"e tamah etti, zokayı yuttu
Yavaşca çekildi kıyıya çıktı...
***
Kondu dükkânın orta yerine
Tepsi içinde, buharı üstünde...
***
Dükkâncılar ki;
kimi mugalata ve mülâhaza üstâdı...
Kimi kalem ve kelâmın hâss esnafı...
Kimi edebî den haz eder imiş
Kelâm-ı âdi'yi ağzına almaz imiş
Kelâm-ı kibâr ile mülevvin imiş..
***
Dükkân kapalı (!) çarşıday(ı)mış
Yal(ı)nız havvâss'a satış yapar(ı)mış
İşporta malına pek bakılmaz(ı)mış.
***
Ve dahi der ki Edib:
Ey "yayın" balığı, nush'a aç "guş"unu
Bu dükkâncılar çokça sever yayını...
Derisini yüzer, gözünü oyar, içini dış yapar, üstüne de limon sıkarlar, lokma lokma yutarlar ...
Bol kahkaha salatasıyla, vecd ve iştihâ ile...
Artıklarını da yedirirler, köşedeki itlere...
***
Dükkâna sermâye,
Üdebâya rızık,
Muharrire malzeme
Derya kuzusu...